n

n
n 4,5 yaşındaki Melis in annesi Saniye Söpçeler, 17 aydır kızı ile birlikte kimseye seslerini duyuramadıkları için feryat ediyor. 9 Temmuz 2011 günü PKK lı teröristler tarafından kaçırılan eşi 35 yaşındaki Astsubay Başçavuş Abdullah Söpçeler den 535 gündür haber alamadığını söylüyor. Bu olayın böyle geliştiğini takip eden herkes biliyor!
n
n
n
n Bakın o eş isyanını dile nasıl getirmiş: Ben ve kızım yetim kaldık. Neresinden başlayacağım anlatmaya, bilemiyorum. Eşim bu ülkede birileri yataklarında rahat ve huzur içerisinde yatsın ve uyusun diye, her şeyden kutsal bildiğimiz vatanımızı korumak ve mesleğini yapmak için Diyarbakır a tayin oldu ve görevini tamamlayıp dönmesine günler, hatta saatler kala maalesef bu olay ile karşı karsıya kaldık. Ben, kızım ve ailem 17 aydır eşime ve çocuğumun babasına hasret durumdayız. Hepimiz çaresiziz. Bana söylenen hiçbir şey inandırıcı gelmediği gibi, bu çaresizliği anlamakta zorluk çekiyorum. Şu anda belki bunları anlamıyor ama yarın büyüdüğünde biricik kızıma nasıl anlatacağım bilemiyorum. Bir eş ve bir anne olarak, eşimi geri getirecek hangi yola başvurmalıyım bilemiyorum. Yetkili, yetkisiz herkese sesleniyorum. Lütfen sesimi, çığlığımı duyun. Beni eşime, kızımı babasına kavuşturun.
n
n
n
n Kaçırılan astsubayın eşi Saniye Söpçeler isyan etmekte sonuna kadar haklı.Herkes keyfinde aleminde neşe içerisinde yaşarken o kızı ile birlikte çığlığını duyurmaya çalışıyor. Çünkü eşi kanlı terör örgütü PKK nın elinde rehin tutuluyor.PKK onun eşini Abdullah Söpçeler olduğu için değil,TSK mensubu bir astsubay olduğu için kaçırdı.Bunu devlette ,millette biliyor.O astsubayın canı devletin ve milletin canıdır.Devlette ,millette o cana sahip çıkmak ve onu kurtarmak için çaba göstermek zorunda değil mi?Niye bu sessizlik,niye bu sahipsizlik?Biliyoruz ki 20 yıl önce PKK nın kaçırdığı haber alınamayan bazı askerler var. Onlardan ne yazık ki bugüne kadar hiçbir haber yok.24 Ağustos 1992 de Batman Sason da yol çevirmesinde kaçırılan Jandarma Astsubay Kıdemli Başçavuş Yaşar Gökçe den hala bir haber alınamadığını düşününce; ister istemez endişeleniyorum.Şimdi ailesinden başka Jandarma Astsubay Kıdemli Başçavuş Yaşar Gökçe yi hatırlayan ve arayan var mı? Geçen her gün kaçırılan askerlerin bulunmasını ve kurtarılmasını zora sokuyor.Aynı şeyleri Astsubay Başçavuş Abdullah Söpçeler olayında yaşamayacağımızın bir garantisi var mı?Bu ülkede sadece devletin ve onun görevlilerinin değil ,herkesin , bütün sivil toplum kuruluşları da dahil olmak üzere, kaçırılanların izlerini sürmek ve onları kurtarmak için harekete geçmesi gerekmiyor mu?Neden bu sessizlik?Neden bu duyarsızlık?Melis in Astsubay babasını kimse kurtarmayacak mı?Melis in suçu ne?Melis in babası bizler evlerimizde mışıl mışıl uyuyalım çocuklarımızı huzur içersinde büyütelim diye bu ülkede nöbet tutmuyor muydu?Şimdi ne oldu ki, bütün bunları unuttuk, Astsubay Başçavuş Abdullah Söpçeler i hatırlamıyoruz bile!Eşi ,çocuğu ,bütün ailesi feryat ediyor ama nedense kimse duymuyor! Hani insan hakları örgütleri vardı?
n
n
n
n Bu ülkede sahipsizlik çok kötü.Eğer çok popüler ve ünlü birisi değilseniz ,başınıza bir şey geldi ise kimse sizin için çok fazla bir şey yapmıyor.Hatırlayın bundan birkaç ay önce bir milletvekilinin kaçırılmıştı.O olayda çığ gibi tepki koyanlar ,basın açıklaması yapanlar olayı gündemde tutanlar o kadar çoktu ki,milletvekilini götürdükleri gibi bırakmak zorunda kalmışlardı.Ama PKK nın kaçırıp elinde tuttuğu asker, polis ve kaymakam adayı için hiç kimse, hiçbir siyasi parti, hiçbir insan hakları kuruluşu sesini yükseltmiyor,hiç kimse onlar için İstanbul da Galatasaray Lisesi önünde oturma eylemi yapmıyor. Melis in astsubay babasını kurtarmak için kimse sesini çıkarmıyor! Kaçırılan astsubayın eşi Saniye Söpçeler in ve kızı Melis Söpçeler in sesini ve çığlığını daha ne kadar duymazdan geleceğiz?Nerede bu devlet, nerede bu insanlar?17 ay ,17 yıl olmasın!
n