Üç ayların başındayız.

Gelen rivayetlerden bazılarında Nuh (as)'a ve O'na inananlara tufan öncesinde 'gemiye binme emri' Recep ayının başında verilmiştir.

Nuh'un gemisi İslami literatürde kurtuluş simgesidir. Bu gemiye binenler , yeryüzünü dolduran azgın dalgalı denizin imhasından kurtulmuşlardır.

Nuh'un gemisi, dünya ve ahiret kurtuluşunun ve mutluluğunungerçekleştiği bir araçtır.Gemi, amaç değil, araçtır.

Üç aylar bu gemiye binişin ilk adımıdır.

Toplum olarak bu ahlak ve erdem gemisine ihtiyacımız vardır.

Toplum ve insanlık bu vurgunlar denizinin dalgaları arasında boğulmaktadır.

Bu azgın dalgalardan insanlığın kendi gücüyle selamete-sahile çıkması mümkün değildir. Bakın, burada 'zor' demiyoruz, 'mümkün değildir' diyoruz.

Gücü- kuvveti yerinde olan Nuh'un(as) oğlu da öyle diyordu:

Babası ona, 'hadi oğlum, iman et ve gemiye gel. Bugün bu gemiye dahil olmayanların hepsi helak olacaklardır' diyordu.

Oğlunun cevabı kati ve kesindi: 'Ben yüzer, sahile-selamete çıkarım' diyordu. Ama bir müddet sonra gözlerden kayboldu ve boğuldu gitti.

Çünkü,yalnız gemiye binenler kurtulabiliyordu.

Evet, sevgililer sevgilisinin 'İslam' adlı gemisi yakınımızda ve önümüzdedir.

Ne kadar yaşayacağımızı bilmiyoruz. Bugün değilse ne zaman bu gemiye bineceğiz?

Gelin, hep birlikte kurtuluşumuzun simgesi Nuh'un gemisine binelim. İnsanlık kendi gücüyle bunalımlardan yüzüp çıkmayı defalarca denemiş, çıkamamıştır. Çıkamadı peygamber çocuğu olan Nuh'un oğlu.

Denenmiş, denenmez denilmiştir. Geminin içinde doğduk aslında. Ancak insanlık çıktı, çıkmak üzeredir.Millet olarak yeniden gemimize dönelim ve kurtulalım.

GÜN VE AYLAR, HUH'UN GEMİSİNE BİNME GÜN VE AYLARIDIR. HEP BİRLİKTE GEÇ KALMAYALIM. Nuh'un gemisinde buluşmak umuduyla Selam ve dua ile…