Ortak payda için laikliği herkesin anlayacağı ve kabulleneceği şekilde tanımlamamızın zarureti vardır.

Laiklik kavramının milletimizin, inancımızın ve kültürümüzün ürünü olmadığını daha önce ifade ettik. Bu kavram 18. yy. Fransa'sının Hristiyanlık dininden, din adamlarından ve kiliseden nefret edişinin simgesidir.

Laiklik kavramı meşrutiyetin ilk yıllarında başta Ziya GÖKALP olmak üzere aydınlarımız tarafından'ladinilik(dinsizlik)' şeklinde dilimize çevrilmiştir.

Türkiye'de laikliği siyasi alanda ilk seslendiren CHP(zaten başka parti yoktu) olmuştur.

1931 yılının nisan ayında Mustafa Kemal, seçim bildirgesinde ulusa şöyle seslenmiştir: 'Cumhuriyet Halk Fırkası'nın cumhuriyetçi, milliyetçi, halkçı, devletçi, laik ve inkılapçı nitelikleri, onun değişmeyen belirgin mahiyetidir.'(Olcaytu,330). Anlaşılıyor ki, Türkiye'de laiklik, dönemin tek ve iktidar partisinin programından alınmıştır.

Laiklik kavramının bizdeki tanımına gelince;

'Laiklik, genel anlamda din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması, dini inançların devlet idaresinde ve siyasette rol oynamaması esasına dayanır.

Laikliğin ayrıntılarına inecek olursak, devlet yönetimine dini kural ve görüşlerin karıştırılmamasıdır.

Sonuç olarak diyebiliriz ki, laiklik anlayışında din; devlet ve dünya işlerine karışmayacak, vicdanlardaki yüksek ve kutsal yerini koruyacaktır.'( Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Cumhuriyet1, Yeni T. Y. S.605).

Emekli General Turhan Olcaytu, TSK tarafından yayımlanmış tarih kitabında laikliği şöyle tanımlamaktadır: '

Laiklik: Din ile ilgili olmayan dünya ve devlet işlerini dini görüşlerden ayırıp, bağımsız hale getirmektir. Laikliğin bütün dünya ülkelerinde anlaşılan manası budur. Ancak laikliğin, felsefi, siyasi ve hukuki anlamları aynı değildir.

Konuyu soyut olarak ele alırsak; felsefi bakımdan laiklik, iman ve inanç yerine aklın egemenliğini kabul eden bir anlayıştır. Bu anlayışa göre devletin dinden uzaklaşması, hatta dine karşı çıkması bile beklenir… Diğer yönden de dinin, kamu hayatı üstündeki etkisini sınırlamak amacını güder…'(S.312).

Yukarıdaki birinci tanım sivil yapıyı ifade ediyorsa ikinci tanım da askeri yapıyı ifade eder. Aslında her iki tanım da laiklikle ilgili gerçeği ifade etmekte ve Avrupa'daki tanımlarla örtüşmektedir.

Nüfusunun % 99'unun Müslüman olduğu bir ülkede, nasıl bir tanım ya da nasıl bir uygulama yapılmalıdır? İlerleyen günlerde konuşma umuduyla selam ve sevgiler…