Geçtiğimiz günlerde Atatürk Bulvarı Kirazlık mevkiinde meydana gelen vahim bir trafik kazasında on bir yaşında bir evladımızı kaybettik.

Bilenleriniz vardır, ben de Kutlukent'in çocuğuyum. Vefat eden Zeynep Nazlı kızımızın babasını tanırım. Düzgün, kimseye ziyanı olmayan bir ailedir. Tipik Anadolu insanı, içimizden birisi, halim salim insanlar...

Toprağa verdiğimiz yavrucağın öğretmenlerinden dinledim... Derslerinde başarılı, uyumlu, bilhassa müziğe yetenekli, adı gibi nazlı bir kızcağız olduğunu söylediler. Hayallerine doyamadan toprak olup gitti.

Anlatılanlara bakılırsa, anacığı tehlikeyi sezmişçesine her gün okuldan çıkış saatinde yolun karşısına geçer, minibüsten inince elinden tutup karşıya geçirirmiş. O gün de öyle olmuş, lakin Zeynep Nazlı her zamankinden birkaç dakika evvel inmiş minibüsten. Yolda kaza olduğunu gören kadıncağızın aklına gelmemiş hiç yolda kanlar içinde yatan çocuğun kendi yavrusu olduğu… Bir ana için ne kadar zor ne kadar acı…

Allah rahmetiyle muamele eylesin, ailesine de sabır nasip etsin...

Zeynep Nazlı ve ailesinin başına gelen, herhangi birimizin de pekala başına gelebilir. Zira kazanın olduğu Atatürk Bulvarı'nın Tekkeköy - Samsun arasındaki bölge, her an yeni kazalara gebe...

Malum, Belediyeevleri'nden itibaren burada dört yeni viyadük yapıldı. Kerimbey köprüsü ve organize sanayi köprülü kavşağını da sayarsak yaklaşık sekiz kilometre içinde altı tane çok katlı yol tesis edilmiş oldu. Haliyle bu kesimde trafik akışı hızlandı. Ancak yaya güvenliği için yeterli tedbirler alınmadan yol trafiğe açıldı.

Burada, sadece çoluk çocuğun değil, bebek arabası taşıyan bir annenin, yaşlı bir adamın, engelli bir vatandaşın veya sanayiden yorgun argın çıkıp evine giden bir işçinin karşıdan karşıya nasıl geçeceği tam bir muamma...

Hemen karayollarının bürokratlarını suçlamayalım. Burada yolun çabuk açılmasını isteyen yetkililerden buna ses çıkarmayan vatandaşlara kadar herkes bir parça sorumlu... Ancak trafik ihmal kabul etmiyor işte...

Bilen bilir... Ulaşım üzerine yüksek lisans yaptım. Önce Karayolları Genel Müdürlüğü'nde sonra Samsun Büyükşehir Belediyesi'nde hep ulaşım üzerine emek verdim. Samulaş Genel Müdürlüğü'nden kontrol mühendisliğine, proje müdürlüğünden ulaşım koordinasyon merkezi sekreterliğine kadar hep sektörde bulundum. Bu nedenle birkaç kelam etme ihtiyacı duyuyorum.

Ne yazık ki Türkiye'de trafik mühendisliği, "kaldırım mühendisliği" yakıştırmasıyla biraz küçümsenir. Memlekette herkesin futbol erbabı olması misali, bizim ülkemizde tüm yetkililer trafik dehasıdır. Haliyle nereye köprü yapılacağına, nereye trafik işareti konacağına, nereye üst geçit yapılacağına siyasetçilerin ya da meslekten gelmeyen üst düzey bürokratların karar verdiği bir ülkede yaşıyoruz.

Bizde liyakatli insanların baş çavuşun eşeğiyle muhatap edilmesi vaka-i adiyedendir. Lakin söz konusu olan ulaşım ya da trafik mühendisliği olduğunda durum çok daha vahim!

Haliyle bu yazdıklarımın da pek kıymeti harbiyesi yok. Lakin susmaya gönül razı değil... Tespitlerimi ve bu saatten sonra yapılması gerekenleri ben yazayım da gene bilen bildiğini yapsın... En azından günah benden gitmiş olur...

BİR: Yayalar ile araçların birlikte bulundukları kentsel alanlarda araç trafiğini hızlandırıcı düzenlemeler yapmak doğru değildir. Bu bölgede viyadüklerle trafiği hızlandırmak yanlış bir karardır. Bunun yerine doğu çevre yolu inşa edilmeli ve ekspres trafik şehir dışına alınmalıydı.

İKİ: Bu viyadük ve köprüler yapıldığına göre, bu aşamada geri dönüş mümkün değildir. Öyleyse halihazıra göre trafik güvenliği sağlamayı amaçlayan düzenlemeler yapılmalıdır.

ÜÇ: Yaya geçişlerinin yoğunlaştığı noktalar belirlenerek ortalama 300 - 400 metrede bir yaya üst geçitleri yapılmalıdır. Bu üst geçitler, engelli, bebek arabalı vs yayaları düşünerek asansörlü olmalıdır.

DÖRT: Kuralsız yaya geçişlerine mani olmak için orta refüje ve yan yol ayrımlarına tel bariyerler çekilmelidir. Bu tellerin üçüncü şahıslarca kesilip açılmasına karşı sert cezai işlemler uygulanmalıdır.

BEŞ: Yaya kaldırımları acilen tamamlanmalıdır.

ALTI: Dolmuş ve otobüs durakları, yan yol üzerinde ve standartlara uygun yapılmalıdır.

YEDİ: Yaya geçişi işin trafik ışığı konması bence doğru değildir. Hem yapılan köprü yatırımlarını anlamsızlaştırır hem de elektrik kesintisi ya da arıza durumunda yeni kazalara davetiye çıkarır. Bunun yerine yaya üst geçitlerine öncelik verilmelidir.

SEKİZ: Yol tam erişme kontrollü hale getirilmeli, buna uygun bir hız limiti belirlendikten sonra buna uymayanlara karşı sert önlemler alınmalıdır.

DOKUZ: Yöre sakinlerini trafik güvenliği konusunda eğitmeli, broşürler basılıp evlere dağıtılmalı, okul ve fabrikalarda zorunlu seminerler düzenlenmelidir.

ON: Trafik kazalarına ilk müdahale konusunda uzmanlaşmış bir ambulans timinin bölgede hazır bekletilmesi diğer bir önlem olabilir.

Son söz… Bölge halkı kazadan dolayı infial içinde… Gösterdikleri tepkiye karşı gerek kamu kuruluşlarının gerekse adli makamların biraz daha anlayış göstermesi gerek…

Trafik canavarına başka Zeynep Nazlı'ları kurban vermemek dileğiyle…