Aslında yazmak, benim için bir insana ulaşmaktı.
Ona varmaktı.
Hatta ona kavuşmaktı.
O kimdi?
Ben kimdim?
O muydum?
O kimdi sahi?
Her şeyimdi…
***
Hayret!
Kuzeysu Kültür Sanat Dergisi’nde bunları yazmışım.
Hem de Ekim 1992’de.
Yazmakla da kalmamış 1996 yılında da yayımlanan TEMELİMİZ KÜLTÜRDÜR adlı kitabıma almışım.
Benimle yapılan bir röportajda da bakın ne demişim?
Eğitimci, Şair- Yazar Kazım MEMİÇ Hocamız sormuş, bendeniz de cevaplamışım.
Nerede?
Haber Gazetesi’nde.
Tarih:20 Haziran 2014
Soru şu:
*Sayın ERGE, siz ne dersiniz, şiir kim için yazılır? Bunu derken, şiir akımları hakkındaki görüşlerinizi de almak isterim. Siz bu akımların neresindesiniz?
Cevabım da şu olmuş:
** Şiir insan için yazılır. Kendiniz için yazılır… Halk için yazılır… Aşk için yazılır… İçinizdeki ıstırabın azalması için yazılır… İnsana adanmışlığın umudu için yazılır…Yüreğin, aklın ve imgenin götürdüğü her şey için yazılır…Evrensel boyutta insanlığın aydınlık geleceği için yazılır… Çünkü şiir hayata anlam katar…
Şiir denince, uygarlıkların sözlü ve yazılı şiirlerinden bahsetmeden olmaz.Çağımıza doğru geldikçe, her yeni akımın bir öncekine tepki olarak doğmuş olduğunu görürüz. Konservatuvarda şiir akımları ile ilgili detaylı araştırmalar yapmıştım. Altını çizerek söylüyorum; bizden Batıya giden bir akım yoktur. Akımlar hep Batıdan gelmiştir bize! Klasisizm, romantizm, parnasizm, sembolizm, empresyonizm, neoklasizm derken günümüzde popülizm revaçtadır. Eğri oturup doğru konuşmak gerekirse; Divan Edebiyatı sonrası,Halk şiirinden de yararlanarak Türk şiir geleneğine baktığımızda ne görüyoruz? Bunu önce bir bilelim!
Ülkemizde şiir hareketlerine bakacak olursak: Beş Hececiler - Yedi Meşaleciler – “Garip” yani Birinci Yeniciler - Maviciler - Hisarcılar - İslamcılar - Toplumcu Gerçekçiler - Yenibütüncüler ve İkinci Yeniciler görülmüştür. Tüm bu şiir hareketleri, bir önceki akıma tepki olarak ortaya çıkmıştır.Mesela “Garip” olarak bilinen Birinci Yeni akımı Fransa’da doğan “Gerçeküstücülük” hareketinden etkilenmiştir.“İkinci Yeniciler” ise “Birinci Yeni” akımına tepki olarak doğmuş;anlamsız, imgeye dayalı şiirler üretmişlerdir.
Siz şiir akımlarının neresinde olduğumu soruyorsunuz? Türk şiiri,çağdaş şiirin ortaya çıkmasından bu yana, şiir akımlarına devam etmektedir. Bu nedenle İkinci Yeni’nin anlamsız şiirlerine tepki koyarak Üçüncü Yeni Şiiri’nin manifestosunu yazdım. 12 maddelik bu manifesto; Üçüncü Yeni Şiir Dergisi’nde yayınlanmıştır. Bu Şiir Hareketi kısaca:ANLAMCILIKTIR. Dikkat edilirse “akım” demiyorum –hareket- diyorum! İkinci Yeni şiirinin bendenizdeki tanımı ANLAMSIZLIKTIR. Anlamsız olan şiir, uydurma şiirdir. Oysa şiir anlamlı olmalıdır. Biz geçmişten yararlanıp, bugünü çağdaş anlamda bilimsel değerlendirip, geleceğe açılmalıyız…Kendi öz kaynaklarımıza yabancılaşmamalıyız. Ülkemizin şiir akımlarının ve tüm değerlerinin oluşumundan,ulusal kültür bileşimine varmalıyız. Sanatı vaaz ve irşat için hutbe minberi saymamalıyız.Evrenselliğe toplumcu ve gerçekçi yapımızdan güç alarak, ulusal kültürümüzle varmalıyız… Bunun için anlamın evrensel bütünlüğünü ortaya koyan şiirde olmak, dünya şiirinin gelişim çizgisindeki olması gereken halkamızdır… O halde; çağdaş Türk şiirinde özgün eserler üretmeye devam ederek evrenselliğe varmalıyız…
***
Evet.
Aslında yazmak benim için bir insana ulaşmaktı. Ona varmaktı. Hatta ona kavuşmaktı.
O kimdi?
Ben kimdim?
O muydum?
O kimdi sahi?
Her şeyimdi…