[Değerli okurlarım, Genel Yayın Yönetmenimiz Sayın Osman Kara'nın teklifiyle, Haber Gazetesi'ne adım atmış bulunuyorum. Burada şiirlerle ve hikayelerle desteklenmiş eğitsel ve kültürel eksenli yazılar göreceksiniz.]

Her ne kadar vicdan; somut biçimde ölçülemez, gözle görülemez ve duyulamaz kabul edilmişse de bir insanın vicdanî bir değer olarak hangi seviyede olduğunu hesap etmek aslında hiç de imkansız değildir. Sadakat, bu bağlamda önemli ve isabetli bir ölçüm aracıdır. Söz gelimi bir işte elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışmak, işine sadakatin; kanunlara riayet etmek, devlete sadakatin; insanî ilişkilerde özenli olmak, sosyal değerlere ve millete sadakatin göstergesidir.

İşine, eşine ve aşına sadık insanlar; her türlü vicdanî ve insanî değeri de en güzel biçimde temsil ediyor demektir. Zira bir hanım divan şairinin dediği gibi 'Gösterir mahiyyet-i vicdanı insanın işi.' Daha güncel bir söyleyişle, 'İnsanın işi, vicdanının ölçüsünü gösterir.' Demek ki işine saygı göstermeyen, aslında kendine saygısı olmayan; doğal olarak saygıyı hak etmeyen insandır.

Şu halde işine sadakat, onu en güzel biçimde yapmayı gerektirir. Başka bir söyleyişle ister memur ister amir olsun, işine özen göstermeyenler, vicdan yoksunlarıdır. İşlerine ihanetleri dikkate alındığında, bunlara hain demek, hiç de haksızlık sayılmaz.

Diğer taraftan eşine sadakat, özellikle sinema ve magazin dünyasınca sürekli hırpalanan vicdanî bir değerdir. Zira sadakat her fırsatta küçümsenirken, sadakatsizliğin reklamı yapılmakta ve yüceltilmektedir. Dolayısıyla bu vicdanî bir geri kalmışlığa işarettir. Bu arada aşa sadakat de onu israf etmemektir.

Muasır medeniyetler hedefindeki Türkiye için en önemli fırsat, sadakat ehli vicdanen olgunlaşmış vatandaşlardır. Zira sadakat ehli olmak; aileye, topluma ve devlete karşı vicdanî sorumlulukları gözardı etmemeyi gerektirir.

Yukarıda söylediklerimizi tersten okuyalım. İşine, eşine ve aşına sadakat göstermeyen; vicdanî gelişimini tamamlayamamış demektir. Toplumsal hayatımızda sürekli sorun ve huzursuzluk çıkaran ve herkese zarar veren kimseler de çoklukla bunlar arasından çıkar. Zira vicdan, sadakatsizliğin hiçbir türünü kabul etmez, taşıyamaz. O halde sadakatsizlik, vicdansızlıktır.

Sadık olmak ve sadıklarla olmak dileğiyle…