Türkiye yeri ve konumu itibari ile diğer ülkelere göre çok avantajlı bir yerde. Bu konum, hem bizim için ciddi avantajlar sağlıyor aynı zamanda da çevremizde de çıkar çatışmalarının son derece yoğun olmasına neden oluyor.

Bu durum ise pazarlamada makro çevresel faktörler olarak adlandırılıyor. Bizim işletmecilerimizin bu manada makro çevresel faktörleri iyi okuması ve analiz etmesi lazım. Makro çevresel faktörler işletmenin dışında gelişen işletmenin kontrol edemediği faktörlerdir. Örneğin demografik çevre faktörleri gibi. Nüfusun yaş, cinsiyet gelir dağılımı gibi faktörleri, işletmeler kontrol altında tutamaz.
Ülkemiz, son 1 yıldır özellikle yakın coğrafyamızda meydana gelen olaylardan en fazla etkilenen ülkelerin başında geliyor. Yakın coğrafyamızda ciddi manada bir kriz yaşanıyor ve bu krizden en fazla etkilenen ülkelerin de başında bizim ülkemiz geliyor. Özellikle güney komşularımızda meydana gelen olaylar, sadece ülkemizi değil dünyanın en önemli ülkelerinin de burada konuşlanmasına ve burada aksiyon almasına neden olmaktadır.
Tüm bu faktörler, işletmecileri de ciddi manada etkilemektedir. Şöyle ki makro çevresel faktörlerden birisi de ekonomik çevre faktörleridir. Politika ile ekonomi ve pazarlama iç içe geçmiş alanlardır. Petrol fiyatlarının artması ya da azalması, siyasi otoritenin de kararı olabilir konjonktür olarak da gerçekleşmiş olabilir.
Her ne şekilde olursa olsun, petrol fiyatlarındaki bir artış/azalış mikro anlamda şirketlerin girdi maliyetlerinin artmasına ya da azalmasına neden olmaktadır. Bu hem yerel pazarda hem de ihracat yapıyorsa işletme uluslararası anlamda işletmenin kararlarını etkileyecek demektir.
Tüm bu faktörler dikkate alındığında, işletmecilerimizin sadece ulusal piyasa ve haberleri takip etmeyip, uluslararası anlamda da gelişmeleri takip etmesi gereklidir. Çünkü bundan 6-7 ay kadar önce S&P’nin değerlendirme raporunda ülkemiz için dolar kuru için 3.10 seviyeleri öngörülmüş idi. 6-7 ay kadar önce arkadaşlarımız ile durum değerlendirmesi yaptığımızda bu rakam seviyelerinin hayal olduğunu öne süren meslektaşlarım, bugün bu rakamlara ulaşmanın an meselesi olduğunu belirtiyor.
Dolayısı ile sadece içinde durum değerlendirmesi yaparken, sadece yerel konjonktüre bağlı kalmak, bize hatalı kararlar aldırabilir. Uluslararası anlamda da basın yayını iyi takip etmek lazım.
Ağaca bakarken ormanı kaçırmamak lazım.