Ülkemizde ve dünyada ekonominin bence en önemli aktörü olan KOBİ’lerden sıkça bahsederiz. Önemlerini, sıkıntılarını ve arzularını paylaşırız yazılarımızda. Ancak KOBİ’nin ne olduğu konusunda okurlarımıza çoğu kez bilgi vermeyi atlarız. Bu haftaki köşe yazımıza da ilk önce KOBİ’nin ne olduğu konusunda size bilgi vererek başlayıp; sonra TÜİK tarafından yapılan anketi birlikte değerlendirelim.

4 Kasım 2012 Tarih 28457 Sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren “Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin Tanımı, Nitelikleri ve Sınıflandırılması Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” uyarınca; yasal statüsü ne olursa olsun, bir veya birden çok gerçek veya tüzel kişiye ait olup bir ekonomik faaliyette bulunan birimleri veya girişimler, ikiyüzelli kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı veya mali bilançosundan herhangi biri kırk milyon Türk Lirasını aşmayan işletmeler KOBİ (Küçük ve Orta Büyüklükte İşletme) olarak tanımlanmaktadır.

KOBİ’ler kendi aralarında büyüklüklerine göre üçe ayrılır. Bunlar;
Mikro İşletme: On kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı veya mali bilançosundan herhangi biri bir milyon Türk Lirası’nı aşmayan işletmeler.
Küçük İşletme: Elli kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı veya mali bilançosundan herhangi biri sekiz milyon Türk Lirası’nı aşmayan işletmeler.
Orta Büyüklükteki İşletme: İkiyüzelli kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı veya mali bilançosundan herhangi biri kırk milyon Türk Lirası’nı aşmayan işletmeler şeklindedir.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Küçük ve Orta Büyüklükteki Girişim İstatistikleri 2015 çalışmasına göre ülkemizdeki toplam girişim sayısının %99,8’ni KOBİ’ler oluşturuyor. Yani ülkemizdeki girişimlerinin nerdeyse tamamı KOBİ niteliğinde girişimlerden oluşuyor.

Yine ülkemizdeki istihdamın %74,2’sini KOBİ’ler sağlıyor.

Ülkemizde işletmeler tarafından ödenen maaş ve ücretlerin % 54,7’si, oluşturulan cironun % 63,8’i KOBİ’ler tarafından gerçekleştiriliyor.

2013 yılı verilerine göre KOBİ’lerin %39,9’ u Toptan ve Perakende Ticaret; Motorlu Kara Taşıtlarının ve Motosikletlerin Onarımı, %15,7’si Ulaştırma ve Depolama, %12,6’sı İmalat Sanayi Sektöründe faaliyet gösterdi.


Küçük ve orta büyüklükteki imalat sanayi girişimlerinin %60,8’i düşük teknoloji ile çalışıyor.

KOBİ’ler 2014 yılında ihracatın %56,4’ünü, ithalatın ise %37,8’sini gerçekleştirdi.KOBİ’ler tarafından yapılan ihracatın %48,1’i Avrupa ülkelerine, %35,5’i Asya ülkelerine gerçekleştirildi. KOBİ’ler ithalatının %50,5’ini Avrupa ülkelerinden, %39,8’ini Asya ülkelerinden yaptı.

KOBİ’lerin ihracatı içinde giyim eşyası sektörünün payı %15, “tekstil ürünleri” nin payı %10,4 ve “ana metaller” in payı %9 oldu. KOBİ’lerin ithalatında ise öne çıkan sektörler “kimyasallar ve kimyasal ürünler” (%16,2), “başka yerde sınıflandırılmamış makine ve ekipmanlar” (%12,3) ve “ana metaller” (%11,9) oldu.

Türkiye’de gayrisafi yurtiçi Ar-Ge harcaması 2014 yılında 17 milyar 598 milyon TL olarak hesaplandı. Bu harcamanın %17,4’ü (3 milyar 61 milyon TL) KOBİ’ler tarafından yapıldı. Tam Zaman Eşdeğeri (TZE) cinsinden toplam 115 bin 444 kişi Ar-Ge personeli olarak çalıştı. TZE cinsinden toplam Ar-Ge personelinin %26,5’i KOBİ’lerde istihdam edildi.

Girişimlerde bilişim teknolojileri kullanım araştırmasına göre 10 ve daha fazla çalışanı olan girişimlerin %92,5’i internet erişimine sahip olup, bu oran KOBİ’lerde %92,2 oldu.

Yenilik araştırması sonuçlarına göre 2012-2014 yıllarını kapsayan üç yıllık dönemde 10 ve daha fazla çalışanı olan girişimlerin %51,3’ü yenilik faaliyetinde bulundu. Çalışan sayısı 10-249 olan KOBİ’lerde ise bu oran %50,8 oldu.

Tüm bu verilere baktığımızda ülkemiz girişimlerinin KOBİ niteliğinde yatırım/girişimlerden oluştuğunu, ihracat / ithalatımızda, üretimimizde, istihdamımızda ülkemizin majör oyuncusu durumunda olduğunu görebiliyoruz.

Sürdürülebilir bir gelişim ve refah seviyemizin artırılmasına yönelik hazırlanacak olan ekonomi politikalarımızın ülkemizdeki KOBİ gerçeğine odaklanarak yapılması ve bu gerçeğin dikkate alınarak uygulanmasıyla ancak ekonomik başarı yakalanabilir.

Samsun’un son yirmi beş yıllık ekonomik sürecine baktığımızda; Samsun Makine Sanayi’nin , Borsan’ın, Samsun Segman Sanayi’nin, Samsun Yurt Savunma Sanayi’nin, SAMPA Otomotiv’in, Borsaya kote olmuş Ulusoy Un’un, Sürsan Su Ürünlerinin, Meşale Çay Kazanları Sanayi’nin, Aygün Cerrahi Aletler ve Bahadır Tıbbi Cihazlar Sanayi’nin KOBİ niteliğinde girişimlerle üretime başladıklarını daha sonra gelişimini sürdürerek büyüdüklerini görebiliriz.

Unutmayalım.
KOBİ’ler bizim ekonomimizdeki gerillalarımızdır.

Sağlıcakla