Toplumsal mücadelede sesli düşünmenin yararlarını görüyoruz.
Paylaşımlarımız, bayrağı sahiplerinin daha ileriye taşımaları için.
Lösemili ailelerin 'Bize de bir selam yok mu?' dediği evlerdeyiz.
Tedaviye yeni başlayanlar, devam edenler, bitenler…
'Tıklatılmayan kapı kalmasın. Paylaşalım ki sevinçler artsın, acılar azalsın.'
İstenmeyen misafir yarın kapınızı çalabilir,mesajıyla yollardayız.
'Bunlardan haberim olmalıydı' serzenişleriyle karşılaşmamak için projemizi iletilmesi gereken yerlere gücümüz yettiğince taşıyacağız.
Mücadeleye katılımlarla moralleniyor, çok daha fazla çalışmamız gerektiğine inanıyoruz.
Farklı kişilerle beraberlik teşvik ediyor bizi.
Yeni düşünceler, yeni bakış açıları, yeni ufuklar…
Elele verip omuzlardaki yüke destek verirken, uzattığımız elin karşılığındaki memnuniyetler sevindiriyor bizleri. İstiyoruz ki mücadelede pozitif düşünceler, duygular öne çıkarılsın.
İşte bu düşünceler arasında,toprağa düşen tomurcuk gibi bir mesaj düştü bilgisayarıma.
'Ben de lösemiyi yendim, ben de bir şeyler yapmak istiyorum.'
Ne kadar güzel; fırtınayı atlatan fırtınaya maruz kalanları kucaklamak istiyor.
Şehidimizin anasının yaşadığı hüznü ve acıyı onun kadar hissedemeyiz. Şu bir gerçek ki, lösemiyle birebir mücadele edenlerin duygularını daancak yaşayanlar bilir. Sıkıntıları ve problemleri,çocuklarıyla baş başa kalanlar, hastane servislerinde gözyaşı dökenler, doktor kapılarında nöbet tutanlar kadar kim bilebilir ki?
Evet, üzülürüz ama onlar kadar bu yarayı, bu acıyı bilemeyiz.
Dokuz yaşında lösemiye yakalanan 19 Mayıs Üniversitesi'ndeki tedavilerle lösemiyi yenen Kübra, bugün yirmi dört yaşında bir genç kız.Aradan on yıl geçmiş. Lösemiyle mücadele esnasında isteklerinin eksiksiz yapıldığını söylerken, bugün mutlu bir yaşam sürdürüyor. Hayata pozitif bakıyor, bugün dahi mücadeleye katkı verme sorumluluğunu hissediyor.
Löseminin yenilebilir hastalık olduğunun delili Kübra.
Genç kızımız'Ben de sizlerle yollarda olmalıyım.'derken ilk başlarda çekindiğini ifade etmişti.
Halbuki hastalığı yenmiş olması'Buradayım!' demesi dahi yeterli.
Kübralar,lösemiyle mücadeleye 'Merhaba' diyenlerin ilacı.
'Tanışmaya geliyoruz çayımızı demle' dediğimizde çok mutlu oldu.
Onun 'Sizleri tanımaktan çok memnun oldum.' sözleriyle de biz mutlu olduk.
Bu ses çağrımıza verilen sesti, bu ses bizim kadar toplumunda kazancıydı.
Malum paylaşımlarımıza ara vermeden devam edeceğiz.
Dinamik yaşamda yeni katılımlarla ailemiz büyüyor. Ailemiz büyüdükçe yalnızlıklar,umutsuzluklar küçülüyor. Biliniz ki Kübra lösemiyi yenen ne ilk, nede son.
Başka Kübralarla tanışmak üzere…