19 Mayıs Yörükler İlkokulu 4.sınıf öğrencisi Leyla USTA.
Böbrek üstü bezlerindeki tümöre karşı savaş veriyor.
22 Nisan Çocuk Bayramı öncesi hastanede yatıyordu.
O gün hastalığını düşünmüyordu, sıkıntısı başkaydı.
'Acaba bayramı arkadaşlarımla kutlayacak mıyım?'diye endişeliydi.
Tek dileği ışın tedavisinden önce bayram günü arkadaşlarıyla beraber olmaktı.
Evet, çocukların dillerden düşmediği bir hafta geride kaldı. Hayatta aldığımız her nefeste onlar var; onların varlığı ile var, yokluğu ile anlamı olmayan bir dünyadayız.
Bütün çabalarımız çocuklarımızın gelecekte en iyi şekilde yaşamını sürdürebilmesine odaklı.
Leyla'nın annesi babası da çocukları için yaşayanlardan biri. Taşrada birkaç hayvanı ve topraktan elde ettikleriyle kıt kanaat yaşamlarını sürdürüyorlar. Dört yıl öncesine kadar gemilerde çalıştığını söyleyen baba, çocuğunun tedavisinden dolayı artık evinden de ayrılamıyor.
Leyla cuma günü son tedaviyi alıp taburcu olacağı haberini alınca; bayrama katılmak için engel kalmamıştı. Biz de sürpriz olur düşüncesiyle bayram günü Leyla'nın mutluluğunu paylaşmalıydık. Ne kadar da iyi oldu; hem Leyla hem de bizler için.
Her hafta sonu bir evde düşündüğümüz kıymalı pide kahvaltısında sıra zaten onlardaydı.
23 Nisan günü sabahı Yörükler İlkokulu'na geldiğimizde, bayram töreni yeni başlamıştı.
Leyla'nın babası okul bahçesinde karşıladı bizi.
Renkli görüntüler, cıvıl cıvıl sesler, çocukların birbirinden renkli gösterileri…
Günler öncesinde büyük emek verilerek hazırlanan gösterileri izlerken, yıllar öncesine çocukluğumuza gittik.
Çocuk dendiğinde oyun akla geliyor, bayramda oyunla bütünleşiyor çocuklarımız.
İnsanlar çocukluğun o saf duygu ve düşüncelerini bugünlere taşısa diye düşündüm içimden. Anaokulundan yetişkinlere kadar rengarenk birbirinden güzel giysilerle gözler önüne sunulan görsellik, velilerin çocuklarını hayranlıkla izlediği tebessümlerle karşılanıyordu.
Çocuklarla seyredenler arasındaki ilişkiyi bir süre kaydettim fotoğraf makineme.
Gösterilerde miniklerin hata yapmamak için birbirlerini takibi, beden hareketlerindeki hoş görüntüler, tadına doyulmaz mutluluk yaşattı orada bulunan herkese.
Leyla, ağzında maskesiyle arkadaşlarından farklı gözükse de bayrama katılmaktan dolayı mutluydu. Okuduğu şiirlerle gururlanmış bir hafta sonra başlanacak ışın tedavisi öncesi moral kazanmıştı.
Mutluydu Leyla ve ailesi, böyle bir günde yalnız bırakılmadıklarını söylüyorlardı. Tedaviler akademisyenlerce yapılırken bizim yapacaklarımız da onların yanında olmak ailemize yalnız olmadıkları hissini verebilmekti.
Kahvaltı sonrası tekrar buluşmak için sözleştik kendileriyle.
Bu yazıyı sizler okurken aksilik çıkmaz ise Leyla Ankara Hacettepe'de ışın tedavisinde.
İnanıyoruz ki bir aylık ışın tedavisi sonrası Leyla Samsun'a daha sağlıklı dönecektir.
Tüm çocuklarımıza sağlıklı ve mutlu yarınlar diliyorum.