30 Ocak 1923 tarihinde Lozan Anlaşmasının bir ön protokolü olarak hayata geçirilen Türk – Yunan nüfus mübadelesi sözleşmesinin yıldönümleri, tüm Türkiye'de anma etkinliklerine tanık oluyor.

Bu sembolik tarih, Samsun ve çevresindeki illerde de benimsendi. İmzalanan ortak bildiriye ülke genelinde imza koyan 41 sivil toplum örgütünden 13 tanesi Orta Karadeniz Bölgesindeki kuruluşlar oldu.

Her sene Samsun Tütün İskelesinde düzenlenen karanfil bırakma törenine, yoğun kar yağışına rağmen çok büyük ilgi oldu. Yine Samsun Mübadele Derneği'nin düzenlediği anma yemeğine yaklaşık 300 kişi katıldı. Üstelik kar mağduriyeti nedeniyle çevre il ve ilçelerden rezervasyon yaptıran çok sayıda kişinin gelememesine rağmen!

Bu sene ilk defa Bafra'da yapılan törenlere ise protokol büyük ekseriyetle yerini aldı. Henüz çok yeni olan Bafra Mübadele Derneği daha ilk etkinliğinde rüştünü ispat etti.

Bu gün ise Sinop'ta etkinlikler yapılıyor. Sinop Mübadele Derneği, yaptığı başarılı etkinliklerle yılların derneklerine taş çıkartıyor.

Gelecek senelerde bu etkinliklerin Alaçam, Havza, Vezirköprü gibi ilçelerde ve Tokat, Amasya gibi illerde de yapılacağını şimdiden hissediyorum.

Samsun'daki ilk karanfil bırakma etkinliğinde 'şaşırmış bunlar, bu soğukta kim deniz kenarına gider?' diye burun kıvıranlar, bilmiyorum hala aynı fikirdeler mi?

  1. YIL ETKİNLİKLERİNİN YILDIZLARI

Recep Ertorun: Kardef Başkanı, mütevazı, dakik, toparlayıcı… Nerede ne söyleneceğini biliyor. Az konuşuyor, öz konuşuyor.

Olcay Yanık: 'Kadınlardan hemşeri derneği başkanı olur mu?' diyenlere inat, Samsun Mübadele Derneği'ni zirveden zirveye taşıyor. O kadar ki anma gecesinde 35 kişi daha derneğe katıldı, üye formları bitmeseydi belki elliyi de bulacaktı.

Mümin Dedeoğlu: Tütün iskelesinde kurduğu ses tertibatı ile gönülleri fethetti.

İshak Taşçı: Yörekent kapsamında imzalanan 'Mini Rumeli Parkı' projesini mübadil çocuklarla beraber imzaladı. Rize'ye yerleşmiş Kosova göçmeni bir aileden gelen İshak Bey'i herkes iyi takip etsin. Yaşı genç, projeleri doğru…

Salih Meriç: Bu adam uzaylı mı acaba? Enerjisine ve hızına yetişmek mümkün değil.

Adem Güner: Güler yüzlü, hazır cevap, gönüllü çalışmanın hakkını veriyor.

Mümin Ergüler: Roman Dayanışma Federasyonunun taze başkanı, denize karanfil bırakmaya yönetimiyle katıldı. 'Biz de mübadiliz' dedi.

Orhan Kırcalı: Bafra'da yaptığı konuşmada, 'burada siyaset konuşmak doğru değil' dedi. Hemşeri cemiyetlerinin siyaset üstü durması gerektiğini söyledi.

Recep Yılmaz: Oflu eniştemiz, birçoğumuzdan daha çok mübadil ruhu taşıyor.

Haber Medya: Etkinliklere geniş yer ayırdı, Yunanistan'dan gelen misafirlere ev sahipliği yaptı.

Mehmet Gençali: TRT ekranlarını mübadillere açtı.

Kültür Bakanlığı Klasik Türk Müziği Sanatçıları: Kaliteli müzik, sadece yetenek işi değil aynı zamanda 'halk sanatçısı' olabilmekle ilgili…

Sibel Mustafaoğlu: Batı Trakya'dan bir Türk siyasetçi yükseliyor… Hem de bir ayağı Samsun'da!

Günseli – Servet Baskan: 'Mimarlık sanattır' ve 'sanat paylaşmaktır' tezlerinin doğruluğunu bu güzide çift bize kanıtlıyor.

Oktay Çakır: İlkadım Belediyesi Kültür Sanat müdürümüz, folklor ekibiyle yine güzel bir jest yaptı.

Bafra Mübadele Derneği: İlk etkinlik, ilk başarı… Güzel işler yapacaklarının sinyalleri geliyor.

Erdoğan Özoral: Başarılı başkanlık döneminin ardından bir nefer olarak yine tüm etkinlikleri omuzlamaya devam ediyor.

Şaban Sarıkaya: Üniversiteden çıkan bir halk adamı o… Sakin ve bilinçli…

Hamdi Kurubaş: Mübadillerin bilge delikanlısı…

Sebahattin Gürbüz: 'Rumelilinin mübadili Arnavut'u mu olur?' diyerek etkinliklere katıldı.

TİRİDİNE, TİRİDİNE BANDIM

Ben de gazetelerden öğrendim. Bazı mübadil köylerinin dernek başkanları, Havza'da 'kaz tiridi gecesi' düzenlemişler. Dernekler adına konuşan değerli bir dostumuz, 'Amacımız mübadil kültürünün dejenere olmasına engel olmaktır.' minvalinde bir açıklama yapmış.

Bu açıklama basında yer alınca, bazı çatlak sesler kulağıma kadar geldi. 'Kaz tiridi mübadil kültüründe yok… Bu tür geceleri bırakın Kavaklı, Vezirköprülü, Havzalı vatandaşlarımızın dernekleri yapsın. Hem kültür 'dejenere olmasın' diyorlar, hem de bu açıklamayı yaparken kaz tiridi gecesi yapıyorlar.' diyenlere rastladım.

Etkinliğe katılan dernek başkanlarımızın çoğunu iyi tanıyorum. Hepsi hassas ve bir şeyler yapmaya gayret eden gönül adamları…

Muhtemelen bir dost meclisi için gittikleri yerde önlerine kaz tiridi kondu. Basına konuyu aksettirirlerken bir muhabirin azizliğine uğradılar.

Yeri gelmişken söyleyelim. Mübadil kültüründe kaz tiridi yok ama et ya da tavuk tiridi var… Bizimkilerin 'etli yufka' dedikleri yemek, bir tür tirittir aslında.

Köy derneklerindeki arkadaşlarımızın birlik ve beraberlik içinde hareket etmeleri güzel… Arada bir farklı ortamlarda toplanıp birlikte yiyip içmeleri istişareyi güçlendirir. Devam etsinler…

Ama mevsimine göre bir gün kaz tiridi, sonraki sefer hamsi ızgara, bir dahakine ay terme pidesi yiyerek cemiyetçilik bir yere kadar…

Gerçekten köylerine hizmet etmek ve camianın birlikteliğini sağlamak istiyorlarsa dernek başkanlarının Samsun'daki mübadil kuruluşlarının etkinliklerine hiçbir ayrım ayırım yapmadan katılmaları gerekir.

Yoksa ayırımcılık yaparak birlik beraberlik sağlandığı nerede görülmüş?