Son dönemlerde terapiye gelen danışanlarda fark ettiğim en net yargılar, ''Onun hayatı nasıl bu kadar mükemmel oluyor? Benim hayatım neden hiç böyle yaşanası değil. Bakar mısınız lütfen nasıl mükemmel bir hayatları var.'' Bu cümlelerin kendilerince kanıtı da var. Sosyal medya hesaplarından takip ettikleri kişilerin fotoğraflarını, yaşamlarını göstererek, kendi hayatlarının ne kadar anlamsız ve yaşanası olmadığını belirtiyorlar. Bu süreç sonucunda ne yazık ki şu yargıya varmak yanlış olmuyor; Sosyal medyaya bağlılık daha kötüsü bağımlılık arttıkça, insanlar kendi hayatlarını unutuyor. Kendi hayatlarını acımasızca eleştiriyor. Bu da büyük mutsuzluklara neden oluyor. Bu durumun bir diğer ucu ise, ''Sahte insanlardan sıkıldım. Aslında o kadar mükemmel bir hayatı yok ama işte bakın burada nasıl çıkmış (Elinde bir sosyal paylaşım ağı ve arkadaşını gösteriyor.) sanki mükemmel bir hayatı varmış gibi. Ben biliyorum herkes mutsuz, kendimden biliyorum. Herkes zorla hava atmak için mutlu taklidi yapıyor...'' Bir birine tamamen zıt iki farklı düşünce, ortak noktaları kocaman bir yanlışlık ve yalnızlık kompleksi. Ne gerek var?

Mükemmel hayat! Kendiniz için mükemmel hayatı zihninizde lütfen tanımlayınız. Bir arkadaşınıza kendi mükemmel hayat tanımlamanızı anlatmadan önce, arkadaşınıza mükkemmel hayat nedir diye sorabilirsiniz. Bingo! Evet, ne kadar farklı tanımlamalarınız olduğunu göreceksiniz. Mükemmel hayat tanımlamalarında bu kadar farklı bakış açıları varken neden insanlar henüz kendi hayatlarını tanımlamadan başkasının hayatıyla kendi hayatını karşılaştırabilir ki? Günahı sadece sosyal medya ağlarına atmak olmaz. Bu yanlış kıyaslamanın sebebi sadece sosyal medya değil. Sosyal medya, sadece bu kıyaslamayı daha çok alevlendirdi. Belki sistemden belki alışkanlıklardan belkide yanlış model almalardan çağlar boyu devam ediyor hayat kıyaslamaları. İnsanlar başkalarının yaşadığı hayatlar ölçüsünde kendi hayatı hakkında hüküm veriyor. Ne yazık ki bunun sonucu büyük hayal kırıklıklarına neden oluyor.

Sizin mükemmel hayatınız aynanın karşısında, yeter ki başkalarının değil kendi hayatınızın yorumunu yapacak gücünüz olsun.