Belediye başkanlığı, milletvekilliği ve bakanlık yapmış bir dostum anlatmıştı:

AK PARTİ kurulduğunda İstanbul'dan Yalova'ya çalışmalara gitmiştik.

Aracımızla Yalova'ya vardığımızda, önce hanımlar inmişlerdi.

Bir de ne görelim, bizimle parti çalışmalarına gelen hanımlardan birisinin iki ayağındaki terliklerden her biri farklıydı. Belli ki, ayağına terlik alamayacak kadar fakirdi. Ama özelde Tayyip için genelde ise AK PARTİ için çalışacak kadar fedakar ve yürekliydi.

AK PARTİ bu fedakar ve yürekli insanların çalışmalarıyla zirveye tırmandı ve iktidar oldu.

AK PARTİ kurulduğunda televizyonu, gazetesi, tüccarı ve müteahhidi yoktu.

Daha önemlisi ise gazetelerin, 'TAYYİP BU ÜLKEDE MUHTAR BİLE OLAMAZ' manşetleriyle çıkmasıydı.

Gönlü kırık, yüreği pek ve duyguları yüce insanların uğradıkları her mekanı şefkat ve merhamet yağmurlarıyla ıslatmasalardı, değil orada çiçek açan güller yetiştirmek, soluk bile alamaz, rahmet yerine taş yağardı.

İktidarlar zor elde edilen güç kaynaklarıdır.

Bunlar yalnız madde ile korunamaz.

Bugün iktidarın çevresinde dolanan profesyonellerin kaybedecek hiçbir şeyleri yoktur.

İktidar bu profesyonellerden önce, ayağına aynı cinsten terlik bulamayan hanım kardeşimiz gibilerinden korksun. Onların o yiğit seslenişlerine kulak versin.

Bu ses, Anadolu'nun yiğit sesidir. Bu ses, profesyonellerin duyamayacağı kadar partiden uzak tutulmasın.

Bu sesin sahipleri kırılmasın, incinmesin ve susturulmasın.

Ve asla ayağına terlik alamayan bacımızın İstanbul- Yalova yolculuğu unutulmasın…

Selam ve sevgi ile…