ABD Başkanı Trump'un geçen haftalarda başlattığı tek taraflı yaptırımlar ve kendini haklı görme isteği karşısında rakipleri de onu kendi silahlarıyla vurmaya başladı. Amerikan kapitalizminin üç silahşörü olan İMF, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü ile yaklaşık yüz yıllık bir süredir her noktadan sömürdü dünyayı. Ama şimdi kendi kuralları ile vurulma tehlikesi ile karşı karşıya. Bu durumda maç oynanırken kurallar değişir mi? Değişmez mi? Göreceğiz. Bu utanmaz durum kapitalist felsefenin hiç te yabancı olmadığı bir yaklaşım!... Aynı dün dündür, bu gün bu gündür felsefesi!...

Hürriyet'in haberine göre, 'Pekin yönetimi, ABD'nin Çin menşeli ürünlere yönelik gümrük tarifeleri nedeniyle Dünya Ticaret Örgütü'ne (DTÖ) başvurdu.

DTÖ'den yapılan yazılı açıklamada, Çin'in yaptığı şikayet başvurusuyla "Anlaşmazlıkların Halli Mekanizması"nı (AHM) başlattığı bildirildi.

ABD Başkanı Donald Trump'ın, değeri 50 milyar doları bulan 1300 adet Çin menşeli ürüne yüzde 25 ek gümrük tarifesi getirme planının, DTÖ'nün ilgili kurallarını ihlal ettiğini savunan Pekin yönetimi, çözüm için taraflar arası konsültasyon talebinde bulundu.

Çin'in AHM'nin ilk aşaması olan konsültasyon talebine, ABD yönetiminin 10 gün içinde cevap vermesi gerekiyor. Başvuru tarihinden itibaren en geç 30 gün içinde başlaması öngörülen konsültasyon sürecinin ise taraflarca aksine bir karar alınmadığı takdirde 60 gün içinde tamamlanması bekleniyor.

ABD'nin, Çin'in konsültasyon talebine 10 gün içinde cevap vermemesi veya konsültasyonların 60 gün içinde çözüme ulaşılamaması halinde Çin, DTÖ'den AHM'nin ikinci aşaması çerçevesinde panel kurulmasını isteyebilecek.

TRUMP YÖNETİMİ BAŞLATTI, ÇİN'İN CEVABI GECİKMEDİ

ABD ve Çin arasında bir ticaret savaşının başlangıcı olarak görülen gelişmeler, Trump yönetiminin, geçen ay ithal çelik ve alüminyuma sırasıyla yüzde 25 ve yüzde 10 ek gümrük vergisi getirmesiyle başladı.

Çin, bu ayın başında Washington'ın çelik ve alüminyum ürünlerine yönelik ek gümrük vergilere cevaben, ABD menşeli 128 ürüne yüzde 15 ila yüzde 25 arasında tarife getirilmesi kararını aldı.

Bu gelişmenin hemen ardından ABD yönetimi, Çin'in, Amerikalı şirketlerin teknolojilerini ve fikri mülkiyetlerini ele geçirmeye yönelik usulsüz faaliyetleri gerekçesiyle 1300 Çin menşeli ürününe yüzde 25 ek gümrük vergisi getirmeyi planladığını açıkladı.

Genel olarak Çin'in savunma, havacılık ve imalat sektörlerini hedef alan listede, nükleer reaktörler, toryum ve uranyum bileşikleri, demir-çelik, alüminyum ve bunları içeren alaşım metaller, gaz türbini, fırın, hava ve gaz sıvılaştırıcı makineler, laktik maya, bazı ilaç ve aşılar gibi farklı birçok ürün çeşidi yer aldı.

Pekin yönetiminin, ABD'nin sadece Çin'i hedef alan bu hamlesine tepkisi gecikmedi. Çin Ticaret Bakanlığı, ABD'den ithal edilen 50 milyar dolar tutarındaki ürüne yüzde 25 gümrük vergisi getirileceğini bildirdi.

Çin'in misilleme listesinin, viski, puro, tütün, dana eti, plastik, buğday, elektrikli araçlar, kimyasal maddeler, tütün, otomotiv, hava araçları ve soya fasulyesi gibi 106 Amerikan menşeli ürünü kapsadığı kaydedildi. '

Trump iş başına geldikten sonra aslında tüm dünyada mevzii kaybettiğini gördü ve 'En iyi savunma hücumdur' düşüncesi ile herkese garip gelen davranışlar içine girdi. Örneğin askerlerini Suriye'den çekeceğini söylemesi de bunun bir parçası!... Çünkü Çin sisteminde değişiklik yaparak bir süredir elinde bulundurduğu ABD Hazinesi tahvillerini satarak emtiaya geçer oldu ve bu diğer ülkelere de örnek olmaya başladı. Ayrıca Çin ve Rusya'nın kendi arasında olan ticarette kendi paralarını kullanmaları ve bunun diğer ülkelere de örnek olacağının görülmesi ABD Dolarının tahtının kısa zamanda hayli sallanıp yıkılabileceğinin habercisi gibi görülüyor.

Büyümelere göre yapılan projeksiyonlarda 2050 yılında dünyanın ticaret hacmi ve ekonomileri olarak ABD'nin tahtını Çin, Hindistan veya daha doğru bir tanımla Asya'ya kaptıracak olması bu tür sert çıkışlara sebep oluyor da denilebilir.

Burada bizim açımızdan önemli olan doğru pozisyon alıp kendimizi bu yeni görünüme göre konumlandırmaktır. Artık eski alışkanlıklar ve korkuları bırakmak gerekiyor. İsmet Paşa'nın dediği gibi, 'Yeni bir dünya kurulur ve biz de orda yerimizi alırız.'.