Bir önceki yazımızda yazdığımız gibi 2 Mayıs'tan itibaren döviz geliri olmayanlar döviz kredisi kullanamayacak. Aslında oldukça geç kalınmış bir karar. Özellikle kırılgan ekonomilerde oldukça fazla riskli bir durum. Bunun en önemli sebebi iş sahiplerinin siyasete çok fazla güvenmemeleri. Uzun zamandır Kemal Derviş'in uygulamaya koyduğu değişmez kanunlar gibi görünen para politikalarının günün şartlarına göre revize edilmemesi sebebiyle artık çok uzağındayız. 'Mal canın yongasıdır' diye boşa söylememişler. İnsanlar bu güvensizlikleri sebebiyle varlıklarını koruma adına döviz fiyatının stabil olduğu ve döviz faizinin düşük olduğu uzun dönemde Anadolu'da, İstanbul'da çok sayıda, küçük büyük şirket döviz kredisi kullandı. Kimi ihtiyacı için kullandı. Kimi Türk parası varlıklarını dövizde saklamak için kullandı. Bunun sebebi kendi parasının üzerinde yapılan güvensiz operasyonlar. Merkez bankası özerk olmasına rağmen siyasilerden aldıkları işareti değerlendirmeyi hiç unutmuyorlar ve bu yerli paranın olması gereken yerden çok farklı yerlerde olmasını sağlıyor. Bu güvensizlik ister istemez dövize talebi arttırıyor. Ekonomist G. Uras resmi rakamları şöyle vermiş: 'TCMB ve BDDK verileri özel sektörün döviz kredilerinin büyüklüğünü sergiliyor:

- TCMB'nin verilerine göre, 'bankalar ve finans kuruluşları hariç' özel sektörün döviz varlıkları 114 milyar dolar iken, döviz yükümlülükleri 335 milyar dolar. Döviz açığı 221 milyar dolar.

- TCMB verilerine göre, özel sektörün yurt dışından kullandığı uzun vadeli döviz kredilerinin toplamı 227 milyar dolar. Bunun 116 milyar doları bankaların ve finans kuruluşlarının, 111 milyar doları reel sektörün borcu.

Özel sektörün kısa vadeli borç toplamı 19.0 milyar dolar. Bunun 14.5 milyar doları finans kuruluşlarının borcu.

- BDDK verilerine göre, toplam 2.1 trilyon TL banka kredilerinin 1.4 trilyon TL'si TL, 700 milyar TL'si yabancı para kredi. Bankalarımız müşterilerine 184 milyar dolar yabancı para kredisi kullandırmış durumda.

Biriktirmeyi de sevmeye başladık

Sadece dövizle borçlanmaya alışmadık. Döviz biriktirmeyi de sevmeye başladık. İhtiyacı için döviz kredisi kullananlar yanında, ihtiyacı olmadığı halde, dövizle işi olmadığı halde çok sayıda gerçek kişi (halk) ve tüzel kişi (şirket) 'döviz birikimi' yapmak için dövizle borçlanıyor veya döviz satın alıyor.

- TCMB verilerine göre, bankalardaki döviz tevdiat hesapları (döviz mevduatı) yıl başından bu yana 3.2 milyar dolar arttı. 221.6 milyar dolara ulaştı.

- Yurt içi yerleşiklerin bankalarda 166.7 milyar dolar birikimi var. Bunun 95.7 milyar doları gerçek kişilerin (halkın) döviz mevduatı, 71.0 milyar doları tüzel kişilerin (şirketlerin) döviz mevduatı.

Bugün başlayan uygulama (1) Dövize gereksiz, aşırı talebi sınırlayacak. (2) Ekonomide ikili para birimi uygulamasında dövizin ağırlığının artmasını önleyecek. (3) Döviz politikalarının uygulanmasını belli ölçüde kolaylaştıracak.'

Siyasi yapı ne derse desin halkımızda ve iş adamlarında güven oluşmadığı için bu çabaların çok sınırlı kalacağını ve istenen amaca çok ulaşılamayacağını görmek müneccimlik değildir. Milli bir ekonomi modeli ve milli bir para politikası oluşmadan bu anlayışlar değişmez.

Özal zamanında dövize gelen serbestlik ve uluslararası dolaşımda olma sevdası 2 Mayıs 2018 itibariyle bitmiş oluyor. Bu şu demektir: ülkenin yaklaşık 35 senesi boşa geçmiştir. Bu dönem zarfında, onca fırsatlar varken milli bir ekonomi ve para politikası oluşturamazsan hazin son kaçınılmazdır. Bunca sene güvenilen üst akıl yerine kendi aklını ve akıllılarını kullanmazsan, dışarıdan gelen direktifle işlerin iyi olacağını düşünürsen sonuç 'Kendi Parana Güvenmemek' noktasına gelir.

[email protected]