Tarihler 16 Eylül'ü gösteriyordu.

Samsunspor sahasında Sancaktepe Belediyespor'a 3-0 yenilmişti. Maçın bitmesine az bir süre kalmıştı ki sanal alem yıkılıyordu.
Ne teknik direktörün anası kalmıştı ne de futbolcunun ruhu. Peşinden internet ve gazete haberleri, yorumları...
3.Ligte bile tutunamayız diyenler mi ararsın. Orduspor gibi kapanma süreci diyenler mi...
Hele Taşkın Hoca'ya yense doyulmayacak kadar büyük bir öfke vardı.
Eğer bu süreçte kulüp başkanı İsmail Uyanık olmasaydı var ya daha 3 haftada her şey ters yüz olacak ve şampiyonluk motivasyonu dağılacak aynı geçen seneki gibi şehirle takım kopacaktı birbirinden.
Allah'tan Başkan Uyanık o süreçte çıktı, sorumluluğu üzerine aldı ve çok kısa zamanda takım adeta şaha kalktı ve kümeye düşer denilen takım yine şampiyonluğun iddialı takımı haline geldi.
Tabi ki 2 .Ligde oynamak hepimize ağır geliyor. Öyle takımlarla oynamak zorunda kalıyorsunuz ki biz buralara düşecek miydik diyorsunuz ama futbol işte. Kötüyseniz, iyi idare edilmiyorsanız daha doğrusu Samsun özelinde de İsmail Uyanık gibi bir başkanınız yoksa ya da yetiştiremediyseniz sonunuz hüsran oluyor ve bir krizde darmadağın olursunuz.
Şimdi önümüzde yarın oynayacağımız Gaziantepspor maçı var biz bu maçın mutlak favorisiyiz. Ancak geçen yılda herkese yenilen ve yine mutlak favorisi olduğumuz Gaziantepspor' a yenildiğimizi unutmayalım derim ben yine de.
Evet moraller yüksek rahat gol atmaya da başladık. Ancak bizim için her maç final havasında olmalı. Her maçı kazanmak zorunda hissetmeliyiz kendimizi.
Çünkü bizim birinci olmaktan başka şansımız yok. Grubumuzdan tek takım çıkacak. Diğer guruptan da bir.
Üçüncü takım play-of' a kalıyor ve o da inanın çok ama çok zor bir süreç.
Bu bakımdan lig sonuna kadar bıkmadan usanmadan ve her şartta destek olarak takımımıza ve özellikle de İsmail Uyanık'a sahip çıkmalıyız.
Sabırlı olursak da zafer bizimdir.