Tecrübeli bir kalem işçisi olarak en son söylenecek lafı baştan söyleyecek değilim. Memleketin dertlerine hangi ilaçların iyi geleceğini paldır küldür yazmadan önce çarpıcı bir emsal vermek icap ettiğini bilecek kadar deneyimim var!

***

Genç kalemşörlerin kulağına küpe olsun: Bu memlekette ne söylediğiniz değil, nasıl anlaşıldığınız önemli!

Onun içindir ki sakın ola defterin ortasından yazmaya kalkmasınlar. Sonra lafın ucu öyle bir yere gider ki istemezlerin aradığı fırsatı kendi elinle verirsin.

***

Bizim ahali, İngilizlerin "Turkey" demesine uyuz olur. Zira, elin İngilizi hindiye de "Turkey" der, Türkiye'ye de!

Hani kibarlığı elden bırakmasak adamların yakasına yapışıp "Sensin ulan Hindi!" diyeceğiz!

***

Oysa İngiliz kafirinin bize hindi diye hakaret etme kastı yokmuş meğer... İşin aslı şu: On altıncı yüzyılda Osmanlı toprağı olan Kuzey Afrika ülkelerinden Avrupa'ya "beç tavuğu" getiren Venedikli ve Cenovalı tüccarlar, bunu "Türk Horozu" manasında "Turkish Cock" diye pazarlamış.

Zamanla bu laf "Turk Coq" oluş, sonra da kısaltılarak "Turkey" biçimine dönüşmüş.

Beç Tavuğu denen Afrikalı kümes hayvanı, anavatanı Kuzey Amerika olan hindilerin çillisi! Yeni dünyadan Avrupa'ya getirilen hindiler ile çok benzediklerinden ona da "turkey" demişler!

***

Ne gariptir ki "turkey" diyorlar diye İngilizlere bozulan bizim ahali, hayvancığa "hindi" diyor!

Vakti saatinde Osmanlı'ya gelen bu kuşların Amerika'dan değil Hindistan'dan getirildiğini zannetmişiz çünkü!

Malum, ilk keşfettiğinde Cristoph Colomb da yeni kıtayı Hindistan sanmıştı.

***

Bize kümes hayvanı dedikleri için İngilizlere kızıyoruz ama biz de aynı şeyi Hintliler için yaptığımızın farkında bile değiliz!

***

Daha komik bir şey söyleyeyim mi?

İngilizlerin "turkey" ve bizim "hindi" dediğimiz hayvanata Hindistan'da ne diyorlar, biliyor musunuz?

Peru!

Çünkü Hintliler, bizim kümes kuşunun Peru'dan geldiğini zannetmişler!

***

Peru'da hindiye ne diyorlar, orasını da siz arayıp bulun abicim!

***

Uzun lafın kısası, kuş aynı kuş, ama hayvancık memleketinin Kuzey Amerika olduğunu kimselere anlatamamış. Zavallıcık Türk olmuş, Hint olmuş, Peru olmuş, ama bir türlü "American Chicken" olamamış...

***

Yani, ne söylediğinizin pek önemi yok. Asıl mühim olan nasıl anlaşıldığın, güzel kardeşim...

***

Şimdi lafı toparlayalım:

***

Türkiye'de ekonominin düzelmesini istiyorsanız, demokrasiyi kurumsallaştırmak zorundasınız. Adaleti tesis etmek, bilime dayalı eğitim sistemini yerleştirmek, cumhuriyetin kurucu değerlerini aşındırmamak ve devlette liyakati esas alan istihdam politikası izlemeniz gerekiyor.

***

Bilmem anlatabildim mi? Malum doğru yazmak yetmiyor, bir de doğru anlaşılabilmek lazım.