Bir Asrı Aşan Elektrikli Araç Geçmişi
Elektrikli araçlar son yıllarda dikkat çekse de, bu trendin kökeni 20. yüzyılın başlarına kadar uzanıyor. 1909 model Baker Electric Coupe gibi otomobiller, döneminin şehir yaşamında oldukça yaygındı. Ancak bu araçların gelişimi, enerji politikaları ve petrol lobilerinin baskısıyla sekteye uğradı.
Dönemin nadide örneklerinden biri olan Baker Electric Coupe, Hollywood yıldızı Jay Leno’nun koleksiyonunda halen çalışır durumda. Bu tarihi araç, yakın zamanda Kaliforniya sokaklarında yeniden görüntülendi ve izleyenleri büyüledi. 1926 yılında çıkarılan ve petrol sektörünü destekleyen bir yasa ise bu tür elektrikli araçların kaderini tamamen değiştirdi.
Jay Leno’nun Garajından Sürpriz Çıkış
Leno'nun "Jay Leno’s Garage" programında tanıttığı Baker Electric Coupe, tamamen bataryayla çalışan ve faytonu andıran bir tasarıma sahip. 36 inçlik lastiklerle donatılmış bu araç, saatte 25 mil (yaklaşık 40 km/s) hıza ulaşabiliyor. Şaşırtıcı olan ise, 100 yılı aşkın geçmişine rağmen tek bir şarjla 80 mil (yaklaşık 128 km) menzil sunması.
1900'lerin başında Baker Electric ve Riker Roadster gibi elektrikli araçlar, özellikle New York gibi büyük şehirlerde oldukça yaygındı. Hatta o dönemde New York taksilerinin üçte biri elektrikliydi. Bu, elektrikli otomobillerin içten yanmalı motorlara ciddi bir alternatif sunduğunu gösteriyor.
Petrol Endüstrisi ve Hükümet Politikalarının Rolü
Elektrikli araçların yükselişinin durdurulmasında en büyük etkenlerden biri, politik müdahaleler ve petrol sektörünün lobi faaliyetleri oldu. Daha uygun fiyatlı benzinli araçlar, özellikle Ford Model T, elektrikli rakiplerini piyasadan silmeye başladı.
Dönüm noktası ise 1926 yılında ABD Kongresi'nin petrol şirketlerine %27,5 oranında vergi indirimi sağlayan yasayı kabul etmesiyle yaşandı. Bu yasa sayesinde şirketler, vergiye tabi gelirlerinin önemli bir kısmını düşebiliyordu. Yasanın mimarlarından Senatör Tom Connally, bu oranın belirlenmesini "sadece açgözlülükle değil, bilimsel görünmesi amacıyla hesaplandığını" söyleyerek açıkça itiraf etmişti.
Elektrikli Araçların Sessiz Çöküşü ve Bugünkü Yankısı
Elektrikli araçlar ise aynı dönemde neredeyse hiçbir destek görmedi. Hatta birçok kırsal bölgede elektrik altyapısı dahi bulunmuyordu. Bu koşullar altında, 1935 yılı itibarıyla elektrikli otomobiller piyasadan neredeyse tamamen silinmişti.
İçten yanmalı motorların yükselişi, ABD'de ekonomik büyümeyi beraberinde getirse de, bunun bedeli hava kirliliği ve iklim değişikliği gibi çevresel sorunlar oldu. Günümüzde ise elektrikli araçlar yeniden gündemde; ancak bu kez farklı bir mücadeleyle karşı karşıyalar.
Son dönemde Cumhuriyetçi politikacılar, özellikle eski Başkan Donald Trump, elektrikli araçlara verilen desteklere karşı çıkıyor. Trump, 2023 yılında Iowa'daki bir mitingde, "Elektrikli arabalar çekici firmanız varsa iyidir" diyerek bu araçları küçümsemişti. New Hampshire’da yaptığı başka bir açıklamada ise, bu araçlarla eyalet dışına çıkılamayacağını savunarak şarj altyapısına dikkat çekmişti.
Bu eleştiriler, 100 yıl önceki karşıt görüşlerin bir yansıması gibi görünüyor. O dönemde de elektrikli araçlar, kullanım kısıtlılığı ve yüksek maliyet nedeniyle tercih edilmiyordu. Bugün dahi birçok bölgede şarj altyapısı eksikliği, kullanıcılar için önemli bir sorun olarak öne çıkıyor.
Biden yönetimi, bu durumu tersine çevirmek adına halka açık şarj istasyonlarının kurulması için 7,5 milyar dolarlık bir planı hayata geçirse de, Trump bu girişimi durdurma niyetini açıklamıştı. Bir asır önce yarım kalan bu devrim, günümüzde elektrikli otomobillerin geleceği üzerine yapılan tartışmalarda hâlâ belirleyici bir etken olarak gündemdeki yerini koruyor.