Bafra, bir zamanlar Karadenizin en zengin yöresiydi. Hemen hemen her evin kapısında bir traktör vardı...
O yıllarda, bölgenin lokomotif ürünü tütün para ediyordu...
İnsanlar şen, bahçeler bereketliydi...
Sözün özü; 10 yıl öncesine kadar Bafralı mutluydu...
Genel politikaların açmazlarından kurtulamayan Bafra, yeni yatırımları da bu yüzden taşıyamadı...
Herkes kendi derdine düşünce; Türkiyenin siyasi tarihinde bir mihenk taşı olan Bafra, son yıllarda büyük sahipsizlik yaşadı...
Kurumahmutoğlu Şirketler Grubunun yaşadıklarından sonra, kaç işadamı büyük yatırımlara cesaret edebildi?..
Ya da kaç yatırımcı sıkıntıya dayanıp, ilçede kalabildi?..
Rakamlar ortada...
Bundan 10- 15 yıl önce, Ramazan ayında Bafrada günde 25 bin yoksula yemek dağıtıldığını söyleselerdi, kim inanırdı?..
Maalesef gerçek böyle...
Üretim yapılamıyor...
Traktörler hacizli...
Üretici bıkkın...
Küçük esnaf ve sanatkar çaresiz...
Bafra Kaymakamı Bekir Dınkırcının ilçe merkezinden çok, mesaisini köylerde yoğunlaştırmasının bir nedeni de bu...
Amacı; bu verimli topraklarda, Üretimi artırmak, istihdam yaratmak...
Arayışlar sürüyor...
Bafra Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi Başkanı Metin Genççakır, bir çıkış yolu arayanlardan...
Bafranın varolan tarımsal gücünü harekete geçirecek, dişlilerden birini oluşturmak istiyor...
Küçük esnaf ve sanatkarların ortak olduğu bir şirket veya şirketler topluluğuyla çok şeyler yapılabilir...
Böyle oluşumların Türkiyede örnekleri var...
Bunu gerçekleştirenler, Bafralılardan daha mı zeki, daha mı çalışkan?..
Bu tür girişimlere elbirliğiyle destek olmak gerekir...
Yoksa, bugünler bile aranır hale gelecektir...