Başbakan’a rağmen mi?

Avni DEMİR

14.05.2013 - 12:27 Yayınlanma

21.03.2025 - 14:18 Güncelleme

187 Gösterim

n Katledilmeye çalışılan Samsun’daki gelişmeler inanın kahrediyor.

n Biz mi yanlış düşünüyoruz, yoksa yerel yöneticilerimiz doğru mu yapıyor?

n Çok kez düşündüm; yanlış mı yapıyorum diye.

n Allah’tan imdadıma Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yetişti.

n O da bizim gibi düşündüğünü açıkladı.

n Hem de Yerel Yönetimler Sempozyumu’nda.

n Başbakan Erdoğan’ın söylemlerine rağmen bu katlediş devam ediyorsa; düşünmemiz gerekir.

n Üzerine gidip, Başbakan’a ulaştırmamız görev oldu.

n Yüksek katlı binalara şiddetle karşı çıkan Başbakan’a inat, Samsun’da yüksek katlı otel yapımına izin verildi.

n AK Partili Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz tarafından.

n Hem de Başbakan Erdoğan’ın yakın arkadaşına kıyak çekilerek.

n Başbakan Erdoğan haberdar mı bu olup-bitenlerden?

n Hiç sanmıyorum.

n Zira aşağıdaki sözlerin sahibi bırakın hoş görmeyi; şiddetle karşı çıkıp zemin hazırlayanları cezalandırmaktan geri kalmaz.

n O halde Sayın Yılmaz Başbakan’a rağmen mi bildiğini okuyor?

n Samsun’u katlediyor?

n Maalesef.

n En azından ben öyle düşünüyorum.

n Ne diyor Sayın Başbakan Erdoğan yüksek katlı binalar için?

n Birlikte söylediklerine göz gezdirelim ve değerlendirelim.

n Ne dersiniz?

n “Biz Halep’in, Musul’un meselesini, kendi meselesi olarak gören bir hareketiz. Kabil’den Saraybosna’ya kadar, Kudüs’ten Şam’a kadar ortak özellikleri paylaşıyoruz.
n Ortak özelliklerimizin yanında bir önemli noktada daha birbirimize benziyoruz. O da şehirlerimiz.
n Şehir denildiğinde aklına taş gelen, beton gelen, asfalt gelen varsa onlar kendilerini ve medeniyet algılarını tekrar tekrar sorgulasınlar.

n Onlar bu işi bilmiyor demektir
n Bir şehre gönül gözüyle bakanlar orada o şehirde şehrin ruhunu görürler.
n İnsan şehri şekillendirmez, tam tersine şehir insanı şekillendirir.
n Bu aziz şehir adeta bir şiir gibidir
n İstanbul’a gelen İstanbul’da cömertliği öğrenir dedim Olimpiyat toplantısında. Çünkü İstanbul cömerttir.

n O cömertliği İstanbul’u gezen herkese verir.

n İstanbul kıskanç değildir.

n Bursa’ya bakınız yeşil.

n Bursa’ya insanların kazandırdığı bir özellik değildir, Bursalıları türbelerine kadar yeşile aşık eden o manevi ruhtur.

n Bizim neslimiz aldığı o değerli mirası aynı şekilde ileriye taşımadı.

n Belki aşırı olacak ama adeta ihanet etti.

n İstanbul’da sadece bir ilçenin içinde bir rivayete 398 ya da bir rivayete göre de 800’e yakın caminin yerle bir edildiğini tarihi belgeler ortaya koyuyor.

n Nedir bu?

n İhanettir.
n Şehircilik davalarımızda bütçe nizam gibi endişeler daima birinci plana yerleştirilmiştir.
n Bizim metropollerimiz vardı.

n Estetik ruhu olmayan şehir nekropole yani ölü şehre dönüştü.

n Eskiden yeşilin içine yeşile uygun binalar inşa edilirdi.

n Şimdi saksıda çiçek yetiştiriliyor.
n 3-5 lira kazanacağız diye bu dere yataklarıyla oynamayalım.
n Şimdi çocuklar çocukluğunu yaşayabiliyor mu?

n Yaşayamıyor.

n Beton zeminler üzerinde çocuklara hayat inşa ediyoruz.

n Halbuki onlara toprak zemin hazırlamamız lazım.

n Topraktan geldik, toprağa gideceğiz.

n O yüzden çok önemli.
n Çok yüksek binalar inşa etmeyi maharet sayıyorlar.

n Ben yüksek bina inşa etmeyi doğru bulmuyorum.

n Yüksek binalar inşa etmekle insanları topraktan uzaklaştırıyoruz.
n Bizim mimarimizde bu yok.
n Şu anda plan notlarıyla emsallerle oynayanlar var.