Çanakkale ruhu, tarihimizde inancın ve vatan sevgisinin modern silahlara ve askeri güce karşı direnişin ifadesidir. Bu ruhu geleceğimiz adına korumak, eksilen yerleri doldurmak her sorumlu insanın görevidir.
Çanakkale Zaferi’nin üzerinden YÜZ YIL GEÇTİ.
Artık bu zaferin yaşayan tanığı yoktur.
Bizim bu konudaki görevimiz, kutsal emaneti devredeceğimiz çocuklarımıza tanıklık yapmaktır.
Çanakkale Zaferi’ne tanıklık yapanların tanığı olarak tüm kurumlarımızla seferber olmak durumundayız.
Bunu, siyasi rekabetin konusu yapmadan hepimiz seferber olmalıyız.
Tüm belediyelerimiz ve sivil toplum kuruluşlarımız ‘Çanakkale Ruhu’nun yaşatılması için seferber olmalıdır. Yoksa yarın çok geç kalınabilir. Ve o zaman da “eyvah!” para etmez.
Çanakkale, bugünkü devletimizin varlık nedenlerinden birisidir.
Çanakkale, bu topraklarda ümmetin en son savaşlarındandır. İslam coğrafyasının her tarafından koşup gelen şehitlerle doludur.
Çanakkale, bu ümmetin son kalesi olmuştur.
Çanakkale, Birinci Dünya Savaşı’nın planlayıcılarının planlarını bozandır.
Çanakkale, nice okumuş genç beyinlere mezar olan yerdir.
Çanakkale, yüz yıllık aydın birikimimizi yutan yerdir.
Çanakkale, görünürde 15-20 kilometre karelik alanda cereyan etmiş olmasına rağmen tüm dünyayı etkileyendir.
Çanakkale, Kurtuluş Savaşımızın ruhunu inşa edendir.
Çanakkale, Kurtuluş Savaşımızın liderini doğurandır.
Çanakkale, Balkan mağlubiyetinde kaybettiğimiz özgüvenimizin iadesidir.
Bunun için diyoruz ki siyasette, ekonomide ,askeriyede ve hayatın tüm alanlarında milletçe bu ruhu korumalıyız.
Selam ve sevgi ile.