Yeni Başbakan vatana millete hayırlı olsun. Dışişleri Bakanı iken gerçekten başarısızdı.
Geldiğimiz yer malum. Bütün komşular Yunanistan dahi tabiri caizse bize posta atıyor.
Umarım bu kez kendi hür iradesi ile başbakanlık yapar. Işık hızı ile demokrasiden uzaklaşıyoruz.
Ya demokrasi durağında ineceğiz. Ya da otokrasiyi tercih edeceğiz. Ülkesini seven herkes endişeli bir bekleyiş içinde. Osmanlının son günleri gibi parçalanmanın eşiğindeyiz. Ülkemizin etrafındaki çember ise gitgide daralıyor. Ortadoğu’da bugüne dek ayakta kalmış tek laik-İslam ülkeyiz.
Alevi,Sünni ,Şii, Kürt, Laz, Çerkez , Gürcü , Ermeni hiç fark etmez. Hepimiz aynı ülkede kardeşçe tek bayrak altında yaşamayı bilmeliyiz.
Birbirimizi yemek ve ayırımcılık yapmak bizi içten tüketir.
Birbirini yiyenler koca bir ülkeyi bile bölüşemez. Oysa birbirini sevenler bir tek dalı bile paylaşabilir. Tıpkı kuşlar gibi.
Üstelik Allah ın dahi seçmeden yarattığı kulları ayrıştırmak ve nitelendirmek önce günah sonra ayıptır. Güven duymak çok önemli bir olgudur. Güven ve iyi eğitim bir ülkenin en büyük gereksinimidir.
Eğitim dahil her şey bir kıskaç içine alındı. Kimsenin bir diğerine güveni kalmadı. Gölgemizden dahi korkar olduk. Kendimizi sorgulamayı ve erdemi, insanlığımızı unuttuk.
Doğamız bozuldu. Çünkü genlerimizi bozdular. Eğitimin çok önemli olduğunu unutturdular.
Daha açık bir deyimle aptallaştık. Üstelik de aptallığımızdan emin olmaya başladık.
Tüm geri kalmış ülkelere baktığımızda; eğitimin yok edildiğini görürüz. Çünkü en büyük silah eğitimdir.
Kadir Gecesi içimden geldi bir camiye gitmiştim. Telkin almak ve huzur bulmak istedim. Ancak cami imamı o kadar içi boş laflar etti ki istediğimi alamadan geri dönmek zorunda kaldım. Evimde ibadetimi tek başıma yapmayı tercih ettim. Bu kadar çok imam hatip okulu açılacağına standartları yüksek imamlar yetiştirilmeliydi. Bilim ve ilim adamları gibi din adamları da çok önemlidir.
Bugün kalemim yazmakta zorlanıyor. Çünkü içim tarifsiz endişelerle dolu.
Gülümsemeyi bile unuttuk derken, kahkaha bile atmanın yasaklanacağı ülkede yaşamak zor iş.
Üstelik kedimi kaybettim çok üzgünüm. Cesur , çok özel bir sokak kedisi idi. İyi huylu ve sevecen farklı bir hayvandı. Torunumun bana emanet ettiği bir kedi idi. Trafo kedilerine hiç benzemezdi. Her ölüm insana acı verir. Kedimin ölümü de bana çok acı veriyor. Torunuma nasıl anlatacağımı bilemiyorum.
Çok kederli ve üzgünüm. Bir kedinin ölümü bile beni çok üzer. Çünkü insanım.


BU SICAK YAZ GÜNLERİNDE SOKAĞINIZIN KÖŞESİNDE BİR KEDİNİN AÇ VE SUSUZ YATMASI SİZİ RAHATSIZ ETMİYOR MU? SOKAK HAYVANLARI İÇİN KAPINIZIN ÖNÜNE BİR KAP SU VE MAMA KOYUNUZ LÜTFEN...