Al-sat.

Alınan, yani ithal edilenden pek söz etmek istemeyiz.

Sattığımızı, yani ihraç ettiğimizi anlata anlata bitiremeyiz.

Övünür, dururuz.

Aslında aldatmanın bir yolu bu.

Yıllardır her şeyi ithal ediyoruz.

O ithal ettiklerimizi işleyip ihraç ediyoruz.

Aralarında işlemeden ihraç ettiğimiz ithal ürünler de var.

Yıllardır ithalatımız ihracatın çok üzerinde.

Cepten yiyoruz.

Artan ithalat ekonomimizin hazıra dayalı olduğunu gösteriyor.

Bu da haliyle endişe yaratıyor.

2015'te ihracatımız da ithalatımız da düştü.

İhracat düşüşü yüzde 8,56.

İthalat düşüşü yüzde 14,5.

Bu düşüş geçen yıl 157 milyar 390 milyon dolar olan ihracat gelirimizi 143 milyar 921 milyon dolara düşürdü.

İthalata geçen yıl 242 milyar 177 milyon dolar ödemiştik.

Bu yıl ödenen ise 207 milyar 61 milyon dolar oldu.

Karda mıyız, zararda mı?

İhracat düşüşümüz 13 milyar 369 milyon dolar.

İthalat düşüşümüz, 35 milyar 116 milyon dolar.

Karımız, 21 milyar 747 milyon dolar.

Hiç de fena değil.

Bu düşüşün nedeni bence bütçe.

Ayarla kendini, diyor.

Borçlarına yenileri eklersen ödeme zorluğu çekersin, mesajı veriyor.

Sürekli borçlanarak yaşamanın zorluğuna işaret ediyor.

Bu ülkenin iç ve dış borcu ürkütür boyutta.

Durum böyle olunca özellikle 13 yıldır mirasyediler gibi yaşamışlığımız S.O.S vermeye başladı.

Haliyle ithalat düşecek.

İthalat düşünce, ihracatımız ithal ürünlere dayalı olması nedeniyle haliyle düşecek.

Bu düşüş gelecek yıllar daha da artacak.

Bugüne kadarki yanlışları yüzümüze vururcasına.

Dünyanın en büyük gücü ekonomi.

Parası olan zengin.

Olmayan.

Borçla zengin görüntüsü veren günün birinde neye uğradığını şaşırır.

Bizden sadece hatırlatması.