Ömer Seyfettin.

Türk dili ve edebiyatında sadeliğin en büyük savunucularından.

Kısa hikayeciliğin duayenlerinden.

'İslamcılık adı altında Türk düşmanlığı yapan soysuzlardan nefret ediyorum' demiş uzun yıllar önce.

Dün de bu soysuzlar vardı, bugün de.

Bizleri üzen hızlı artış.

Bu artış devam ettikçe kaybettirilen dinimiz oluyor.

Nobel Kimya Ödülü sahibi Prof.Dr. Aziz Sancar, 'İslam dünyasının 500 yıldır bilime katkısı yoktur' diyerek, bir gerçeği ortaya koydu.

Sözde İslamcıların verdiği zararı anlatmaya çalıştı.

Anlayan var mı?

Var şüphesiz.

Ama sayısı hayli az.

İslamcı olduklarını söyleyenlere.

Dini kullananlara bir bakıverin.

Sayısız çelişkiler içinde.

Hiç dikkatinizi çekti mi; ülkesinden kaçan din tacirlerinin gittikleri ülkeler.

Tercihleri hep Amerika veya Avrupa ülkeleri olmuştur.

Örnek vermek gerekirse; Humeyni Fransa'ya.

Cemalettin Kaplan Almanya'ya.

Fethullah Gülen, Amerika'ya sığındı.

Hristiyan ülkelerin adaletine güvendikleri için.

Bu tipler, ülkelerine şeriatı getirmeye çalışıyor.

Şeriat o kadar iyi idi de tercihlerini Suudi Arabistan, İran veya Pakistan'a neden yapmadılar da Amerika ve Avrupa ülkelerini tercih ettiler?

Kısacası onların amacı üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek.

Dinimize sahip çıktıkları görüntüsüyle yok etmeye çalışmak.

Güçleri yeter mi?

Asla.

İslam dini yanlış yapmamayı emreder.

Yanlış yapanları da ret eder.

Fırsat vermez.

Verirse de ibretlik olarak verir.

İran'da olduğu gibi.

70'li yılların İran'ı ne idi?

Bugünün İran'ı ne?

Aradaki fark ortada.

Atatürk Türkiye'yi sağlam temellere oturtmasaydı İran'a döndürmek isteyenler amacına ulaşırdı.

Bu temel sonsuza dek engel olacak.

Soysuzlar başarıya ulaşamayacak.

Ömer Seyfettin gibi ben de bu soysuzlardan nefret ediyorum.

Bilesiniz…