Ligin yirmi üçüncü haftasında yirmi yedi puan ile on birinci sırada bulunan hedefi orta sıralarda yer tutunmak isteyen Başkent ekibi Keçiörengücü'ne konuk olduk.
İki sezondur hedefi süper lige çıkmak isteyen ama başaramayan Samsunspor.
Bu oyun ile de başarması çok zor görünüyor.
Ligin iki sırasındaki takımlar ile arasında dokuz puan fark varken, Keçiörengücü gibi takımın deplasmanına galibiyet için değil puan için gidersen, aradaki puan farkı açılır, hedeften her geçen gün uzaklaşırsın.
Doksan dakikada hedefi olmayan bir takımın iki topu direkten dönecek, bir topunu çizgiden çıkaracaksın?
Golün dışında pozisyon bulamayacaksın, son on dakika beraberliğe yatacaksın, oyunu ağırdan alacaksın ve Süper Lig hedefine ulaşacaksın.
Mümkün mü?
Değil tabi ki! Deplasmanda bu tür takımlardan kesinlikle üç puan alacaksın ve evinde puan kaybetmeyeceksin.
Bu oyun ile tabi ki imkansız.
Hatta Play- Off'a kalmamız bile zora girer.
Samsunspor'un stoperden hiç şansı yok. Sheldon'u nerden bulmuşlar, nerden almışlar? Buna verilen paraya yazık. Boli'den hiç bir farkı yok, yazık ya hem de çok yazık.
Tolcay desen tam bir fiyasko, inanın üçüncü ligde oynamaz.
Tallo için ne diyebilirim ki?
Bu transferleri yapanlar Oyuncuları izlerken hiç mi yüzleri kızarmıyor, Başkan Yüksel Yıldırım'ın yüzüne nasıl bakıyorlar, çok merak ediyorum.
Bu gün iyi oynayan oyuncu yoktu, Yunus Emre tecrübe kazandıkça Samsunspor için büyük kazanç olacak.
Fofana ofansif olarak iyi ama defans yönü zayıf, çabuk yoruluyor, boşa enerji harcıyor.
Tomane bugün en kötü maçını oynadı diyebilirim.
Yasin, attığı mükemmel gölün dışında sahada yoktu
Hasan ve Osman mücadeleden yoksun, top kazama arzusu olmayan temposuz oynadılar.
Alaaddin ve Soner ikilisi de bu ligde hedefe oynayan takımlarda oynayamazlar.
Saviçevic isteksiz, temposuz, oyuna hiç bir katkısı olmadı.
Maçın hakemini zorlayacak bir maç oynanmadı?
Hakem Cihan Aydın da çok rahat ve iyi maç yönetti.
Deplasmana üç puan için değil yenilmemek için giden Samsunspor istediğini aldı.
Ama yeter mi?
Yetmez.
