Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı Hamdi Koçak ve Eğitim-Sen Şube Başkanı Alpaslan Çepninin açıklamaları; gazetemizin dünkü sayısında, Ürperten iddialar başlığıyla manşet olmuştu...
Koçak, bazı öğrencilerin okullara sustalı bıçak, muşta, tabanca ve keyif verici maddelerle geldiği iddiasında bulundu...
Hatta, bir kısmının uyuşturucu kuryesi olarak kullanıldığı duyumlarını aldığını da ifade etti...
Çepni de, bu olayların sorumlusunun sadece öğrenciler olmadığını belirterek, bazı kurumların görevlerini yapmadığından yakındı...
Bu iddialar elbette yeni değil...
Korkunç manzarayı, dünden bugüne bağlamak da doğru değil...
Türkiyenin büyük kentlerinde benzer, hatta daha ileri boyutta olan olayları gördük...
Fuhuşa sürüklenen gençler, uyuşturucu batağına itilenler ve haraç vermek zorunda kalan çocuklar...
İstanbulda yapılan bir araştırmada, uyuşturucu kullanma yaşının ilköğretim çağına indiği ve oranın da bir hayli yüksek olduğu ifade edilmişti...
Bu mesele; Türkiyenin meselesi...
Eğitimin üç sacayağı var...
Aile, çevre ve okul...
Geçim sıkıntısı içinde olsun veya olmasın aileler,
çocuklarına ne kadar zaman ayırabiliyor?..
Kimlerle arkadaş olup olmadıklarını biliyor mu?..
Okul veya dersane çıkış saatlerinden haberleri var mı?..
Çocuğunu okula gönderen veliler, öğretmenleri Bakıcı gibi görmesinler!..
Eti senin, kemiği benim devri çoktan geçti...
Öğretmen, öğrenciden korkar hale geldi...
Toplumun her kesiminde başlayan sevgisizliğin, saygısızlığa dönüşümünün sonuçları bunlar...
Ya okulların halleri?..
Samsunda başarıyla yürütülen Eğitime Yüzde 100 Destek Kampanyası olmasaydı, sınıflarda 50-60 öğrenci olacaktı...
Yeterli mi?..
Daha çok okula ihtiyaç var...
Samsunun Yeşilkent Beldesine bir yatılı Öğretmen Lisesi yaptırmak için kolları sıvayan değerli işadamlarımızdan Aziz Atik ağabeyimize de buradan bu vesileyle teşekkürü bir borç biliyorum...
Milli Eğitim Müdürü Cevdet Aydını, bu konudaki çalışmaları nedeniyle kutluyorum...
Ayrıca, Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmazın; işadamlarına okul yaptırmaları konusundaki telkinlerini alkışlıyorum...
Sorun, hepimizi ilgilendiriyor...
Devletin olanakları ortada...
Bu şehrin huzuru ve geleceği için, herkes elini taşın altına koymak zorunda...
Sadece Milli Eğitim, sadece güvenlik güçleri, sadece veliler değil...
Bu şehrin sokaklarında huzuru isteyen herkese görev düşüyor...
Olup bitenlere seyirci kalmamak bile, sorunun çözümüne önemli bir katkıdır...
Geleceğimizin kaybedilmesine göz yummayalım!..