Kur'an-ı Kerim,Allah tarafından Peygamberimiz((sav)'e Arapça olarak indirilip , yalan üzerinde birleşmeleri mümkün olmayan kişilerin, toplulukların(tevatüren) naklettikleri ilahi bir kitaptır.

Kur'an-ı Kerim Usul-i Fıkıh'ta şöyle tanımlanmıştır:

Peygamberimiz(sav)'e indirilen, tevatüren (yalan üzerinde birleşmeleri mümkün olmayan kişilerce- topluluklarca) nakledilen, Mushaflarda yazılı bulunan ve okunmasıyla ibadet olunan ilahi kitaptır.

Yukarıdaki tanımlara göre Kur'an-ı Kerim şu özelliklere sahiptir:

1-Peygamberimiz(sav)'e Arapça olarak indirilmiştir.

2- Günümüze kadar tevatüren bize nakledilmiştir.

3-Mushaflarda yazılmış olandır.

4-Okunmasıyla ibadet olunan ve sevap kazanılandır.

Bu son maddeyi inkar edip Kur'an-ı Kerim'i basit bir Arapça metin ya da kurallar manzumesi gören ve öyle tanımlayan şarlatanlara bakmıyoruz.

Kur'an-ı Kerim'in hak ile batılı, doğru ile yanlışı birbirinden ayıran Fürkan, doğru yola götürücü olarak Hüda, unutulanı hatırlatma ve tekrar anlamında zikir, karar verme anlamında Hüküm, karanlıkları aydınlatıcı anlamında Nur gibi başka adları da vardır.

Kur'an-ı Kerim'i bu şekilde tanıyan ve iman eden Müslüman anneler tarih boyunca bu imanlarını ninnilerine taşıyarak daha küçük yaşlarından itibaren çocuklarının ruhlarına nakşetmişlerdir. Anneler bu işe buradan başlamalıdırlar:

'Yattım Allah, kaldır beni / Nur içinde daldır beni,

Can kafesten ayrılınca / İman ile gönder beni,

Yattım sağıma, / Döndüm soluma,

İnandım Sübhanıma, / Sarıldım Kur'an'ıma.

Kırk yanım, kırk atlı, / Kırkı da Muhammed adlı.

Yasin'im kilit, / Açtım gök kapısını.

Müminler namazda, / Hepsi Hakka niyazda…

Bu duayı okuyan, / Cennet kuşcağızıdır…'

Osman Keskioğlu Hocamız bu ninninin sonunu şöyle bağlar: 'Tatlı bir sesle bunları okuyan yavrucuk, minik ellerini yüzüne sürer, gözlerini yumar, Cennet kuşlarına karışarak uykuya dalar.' Selam ve dua ile…