Mustafa Kemal Paşa’nın Bandırma Vapuru ile Samsun’a ayak bastığı an, aslında sadece fiziksel bir yolculuğun değil, zihinsel ve ruhsal bir uyanışın da başlangıcıdır. Anadolu halkı yorgun, yoksul ve dağınıkken, Samsun kıyılarında atılan ilk adım, halkın kaderini değiştirecek bir milli mücadelenin habercisi olmuştur. Samsun, bu yönüyle sadece bir şehir değil; bir direnişin, bir kararlılığın sembolüdür. 19 Mayıs’ın Samsun’da başlaması tesadüf değil, bilinçli bir tercihtir. Çünkü bu şehir, hem coğrafi olarak Anadolu’ya açılan bir kapıdır hem de halkının vatanseverliğiyle direniş ruhunu taşıyan bir liman kentidir. Bugün Samsun’da gezilen Tütün İskelesi, Onur Anıtı ve Bandırma Vapuru Müzesi, sadece birer tarihi yapı değil, aynı zamanda özgürlüğe atılmış ilk adımın canlı tanıklarıdır. Her yıl 19 Mayıs’ta Samsun’da yapılan kutlamalar, geçmişle kurulan güçlü bağın ve gençliğe emanet edilen Cumhuriyet'in hatırlatıcılarıdır. Mustafa Kemal Atatürk’ün “Benim doğum günüm 19 Mayıs’tır” sözü, bu günün ve Samsun’un onun gözündeki değerini en açık haliyle yansıtır. Bu tarih, gençliğe duyulan güvenin, milletin birlik ruhunun ve bağımsızlık tutkusunun simgesi olarak yaşatılmaktadır. Samsun, 19 Mayıs’la birlikte bir şehrin nasıl bir millete umut olabileceğinin en güçlü örneğidir. Bugün, bu topraklarda özgürce yaşanıyorsa, bu büyük adımın atıldığı şehir ve o ruh asla unutulmamalıdır.