Sevr’in dayattığı maddelerden, Lozan’da sökülen zincirlere uzanan bu yolculuk, bir halkın küllerinden doğuşunun belgesidir. Lozan Konferansı, savaş meydanlarında kazanılan zaferin diplomasi masasında da teyit edilmesi için büyük bir sınavdı. Türk heyetinin başında bulunan İsmet İnönü, her ne kadar asker kökenli olsa da, diplomasi sahnesinde de bir o kadar kararlıydı. Karşısındaki emperyal güçlere karşı sesini yükselten bu kararlılık, Türkiye Cumhuriyeti'nin bağımsızlık ruhunu temsil ediyordu. Antlaşma ile birlikte kapitülasyonlar kaldırıldı, Misak-ı Millî sınırlarına büyük ölçüde yaklaşılmış, Boğazlar meselesi geçici bir komisyona bırakılmış, ancak Türkiye’nin hukuki egemenliği tanınmıştı.

Elektrikli Bisiklet Yağmurda Kullanılır mı?
Elektrikli Bisiklet Yağmurda Kullanılır mı?
İçeriği Görüntüle

En önemlisi ise Sevr Antlaşması tarihin çöplüğüne atıldı. Bu, sadece bir siyasi zafer değil; kültürel, ekonomik ve psikolojik bir kurtuluş anlamına da geliyordu. Eleştiriler elbette vardı. Hatay’ın henüz Türkiye sınırları içinde olmaması, Musul sorununun ertelenmesi gibi meseleler tartışıldı. Ancak unutulmamalıdır ki Lozan, Osmanlı’nın borç yükü altında ezilmiş, parçalanmış topraklarının yerine, hukuken tanınmış bağımsız bir Türkiye’nin temellerini atmıştır. Bugün hâlâ bazı çevrelerce hakkında komplo teorileri üretilse de, Lozan Antlaşması gerçek anlamda bir diplomatik başarı ve devlet kuruculuğunun belgesidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin tapu senedi olarak kabul edilen bu anlaşma, yalnızca geçmişin değil, geleceğin de güvencesidir.