n

n
n 2013 yılında Nevruz kutlamaları bahane edilerek BDP tarafından düzenlenen kutlama toplantılarında yapılan mitinglerde Türkiye’ye terör örgütü ile barış diye anlatılan süreç içerisinde PKK ve BDP yandaşları gerçek yüzlerini ortaya koymaya devam ediyor.
n
n
n
n Nevruz kutlama meydanlarında PKK ve BDP yandaşları şehitlerimizin katili Öcalan’la ilgili özgürlük pazarlığı yapıyor. Aslında sadece pazarlık yapmıyor aynı zamanda aba altından sopa göstermeye devam ediyorlar. Bakın o konuşmacılardan Van Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk nasıl seslenmiş,ne diyor? Şırnak’taki Nevruz kutlamalarına katılan Van Bağımsız Milletvekili ve Demkoratik Toplum Kongresi Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk, Kürt sorununun çözümünü istiyorlarsa Öcalan’ın özgürlüğünü sağlamak durumundadırlar. Biz Öcalan’ın özgürlüğünü istiyoruz diyor. Mitinge katılan herkes de aynı düşünceyi taşıyor. Doğrusu miting meydanlarından Öcalan’la ilgili büyük bir pazarlık yapılıyor.Bu pazarlığı yapan sadece Aysel Tuğluk değil,aynı konuşmaları BDP’li Güten Kışanak’ta yaptı,diğerleri de yapıyor.Bu barış istemek değil, insan hak ve hukukunu tanımamaktır.Hukuk devletine karşı gelmek, hukuk devletinde aba altından sopa göstermektir.Bu sürecin barış süreci olması için uğraşanlar; acaba bunların söylediklerini ,bunların istediklerini görmezden mi gelecekler?Her şey çok açık, Öcalan özgür olmadan asla olmaz diyorlar. Bunu anlamamak için niye birileri kendini yoruyor.Gerçek bu.PKK ve BDP miting meydanlarından Öcalan için pazarlık yapıyor. Bu pazarlığı Türkiye Cumhuriyeti Devleti ne kabul ettirmek için uğraşıyorlar.Bu özgürlük mitinglerini boşuna yapmıyorlar.Hukuka bağlı anayasasında hukuk devleti olduğunu deklare eden bir devlet ,bu şekilde yapılan bir pazarlığa boyun büker mi?Gerçek bir hukuk devleti 40 binden fazla insanın ölümünden sorumlu bir terör örgütü liderini nasıl serbest bırakabilir?Bir katili dayatma sonrası bıraktıktan sonra ,ben hala hukuk devletiyim diyebilir mi?Kaldı ki böyle bir yetkiyi Türkiye Cumhuriyeti Anayasası hangi yöneticisine ya da hangi kurumuna tanımıştır?Bunun da kamuoyu ile paylaşılması ,hukuki olarak izah edilmesi gerekmez mi?Hukuki hiçbir temeli olmadan yapılan bu pazarlıklar kimseye özgürlük getirmez. Dayatma ile hiç kimse 40 bin kişinin katili terör örgütü liderini özgür bırakamaz. Buna rağmen bu dayatma mitingleri yapılıyorsa, burada izahı gereken Türk toplumu ile paylaşılması gereken ciddi bir durum var demektir.Biliyoruz ve tahmin ediyoruz ki Öcalan’a özgürlük isteyenler bu şekilde baskılarını sürdürecek. Bu duruma, bu ülkeyi yönetenlerin razı olabileceğini düşünemiyorum. O halde bu arsızlık niye?Türk halkının bilmediği Türk halkından saklanan bir şeyler mi var?Bu sürecin barış süreci olmaktan çıktığını,barış süreci olmadığını görmek için bu mitinglere iyi bakmak gerektiğini düşünüyorum. Her şey ayan beyan ortada iken bile bu gerçekleri irdeleyenler barış karşıtı gösterilerek, bölünme yaratılmaktadır. Halkla paylaşılmayan her şey karanlıktır. Karanlık olan her şey endişe vericidir. Bu yüzden bu sürecin temel maddelerini gizleyerek başarıya ulaştırılması mümkün değildir.
n
n
n
n Kısa ve özet olarak söylüyorum,kimse kan dökülsün analar ağlasın istemiyor,kimse kan dökülmesinden zevk almıyor.Kimse kardeş düşmanı olmak istemiyor,herkes bu ülkede özgür ve mutlu yaşasın herkesin ayrımsız buna hakkı var.Buna kimse karşı gelmiyor,karşı gelmesi de mümkün değil.Ama şunu söylüyoruz diyoruz ki, bu süreç Öcalan’a özgürlük süreci olamaz ,çünkü o gerçek bir katildir,aynı zamanda terör örgütü lideridir.Cezası hiçbir şekilde değiştirilmeden uygulanmalıdır.Ev hapsiymiş, afmış bunlar asla mümkün olmamalıdır.Eğer böyle bir yol açılacaksa bunun adı barış değil ,bunun adı ihanettir.Çünkü Öcalan sadece şehitlerimizin değil aynı zamanda onların yakınlarının da katilidir.Biz katilimizle özgürlüğü bu şekilde paylaşmak istemiyoruz.Çözümün adı Öcalan’a özgürlük değil
n
n
n