Deprem araştırmalarıyla bilinen Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, İstanbul’da beklenen büyük depreme ilişkin dikkat çeken değerlendirmeler yaptı. Daha önce Silivri açıklarında gerçekleşen 6,2 büyüklüğündeki sarsıntıyı önceden tahmin eden Üşümezsoy, kamuoyunda sıkça dile getirilen "Adalar Fayı kırılacak" görüşüne karşı çıkarak, asıl riskin farklı bölgelerde yoğunlaştığını vurguladı. Son değerlendirmesini YouTube kanalından paylaşan deneyimli jeolog, bilimsel modellere dayandırdığı analizleriyle önemli uyarılarda bulundu.
“Adalar Fayı Sanıldığı Gibi Büyük Tehlike Değil”
Prof. Dr. Üşümezsoy, Kuzey Marmara Fayı hakkındaki yaygın görüşlere karşı çıkarak, 1999 depreminin ardından stresin Adalar Fayı’na aktarıldığı ve bu hatta 7’nin üzerinde bir deprem beklendiği yönündeki iddiaları yanlış bulduğunu ifade etti. Kendi analizlerine dayanan değerlendirmesinde, Adalar Fayı’nın büyük çapta bir sarsıntı üretme kapasitesine sahip olmadığını belirtti.
Kumburgaz Segmenti En Fazla 6.5 Büyüklüğünde Deprem Yaratabilir
Yaptığı Coulomb stres analizlerine dayanarak konuşan Üşümezsoy, İstanbul için esas tehdidin Adalar’ın değil, Kumburgaz çukuru içerisindeki fay segmentinin olduğunu söyledi. Bu fay hattının yaklaşık 10 kilometre derinlikte yer aldığını ve bu sebeple 6.5 büyüklüğünü aşan bir deprem üretmesinin mümkün olmadığını dile getirdi. 6 Nisan’da meydana gelen 6.2’lik depremin de bu segmentte yaşandığını hatırlatarak, kendi modelinin doğruluğunu vurguladı.
Marmara’daki En Kritik Noktalar: Bozburun ve Sarıköy Fayı
Üşümezsoy’a göre, Marmara Denizi’nde ciddi deprem riski barındıran iki temel fay bölgesi bulunuyor:
- Bozburun Fayı: Armutlu Yarımadası açıklarında yer alan bu fay, 1999 Gölcük depreminin ardından stres biriktirmeye devam ediyor. Henüz kırılmamış olması, bölgeyi yüksek risk grubuna dahil ediyor.
- Sarıköy Fayı: 1953’teki Yenice-Gönen depreminin ardından gerilen bu fay hattı, Güney Marmara’yı etkileyebilecek potansiyel bir tehlike barındırıyor.
“Batı Marmara Rahatladı, Asıl Risk Doğuda ve Güneyde”
1912 Şarköy-Mürefte depreminin, Tekirdağ ve Saros civarındaki sismik gerilimi büyük oranda boşalttığını belirten Üşümezsoy, Marmara’nın batı kesiminin görece güvenli olduğunu kaydetti. Asıl dikkat edilmesi gereken bölgelerin ise doğu ve güney hattında yer alan segmentler olduğunu ifade etti.




