Borsada değer yitirmiş,
hisse senetlerine döndü sevgiler...
Kin ve nefret sermayesi prim yapıyor,
kazandırıyor...Kötü olmak bir
maharet istermiş gibi,
özentiler başlıyor...
Herkes kolayına kaçıyor...
Oysa zor olanı başarmaktır beceri...
Zor mudur, Seni seviyorum diyerek,
içte saklı tutulan duyguyu
seslice söylemek ve insanları mutlu etmek?..
Deneyin bir hele...Yazarı bilinmeyen
bu öyküde, işte bu, dile getiriliyor:

* * *

İnanç Tarihi dersimin öğrencilerinden biriydi Tommy. Uzun saçlı, değişik bir gençti. Sınıfta benimle en çok tartışan öğrenci oydu. Tanrıya kayıtsız
şartsız inanmayı kabullenmiyordu. Mezun olurken bana imalı imalı;
-Günün birinde Tanrıyı bulacağıma inanıyor musun hocam? dedi.
-Hayır dedim, yavaşça.
-Yaaa dedi. Oysa senin, bu derste Tanrıyı pazarladığını sanıyordum hocam... Kapıdan çıkıp gitmek üzereyken arkasından bağırdım:
-Tanrıyı bulabileceğini düşünmüyorum. Ama o seni mutlaka bulacak bir gün.
Tommy, omuzunu silkip yürüdü... Mezuniyetten sonra izini kaybetmiştim ki, acı haberi kendisi getirdi bana...Ölümcül kansere
yakalanmıştı. Odama girdiğinde; zayıflamış, çökmüştü... Kemoterapi,
o uzun saçlarını dökmüştü... Ama gözleri hâlâ pırıl pırıldı...
-Birkaç haftalık ömrüm kalmış hocam dedi.
-Sana bir şey sorabilir miyim? dedim.
-Tabii dedi, Ne öğrenmek istiyorsun?
-Sadece 24 yaşında olmak ve ölmekte olduğunu bilmek nasıl bir şey?
-Daha kötüsü olabilirdi... 50 yaşında olmak, kafayı çekmek, kadınlarla
beraber olmak ve müthiş paralar kazanmayı, yaşamak, sanmak gibi...
Sonra niye geldiğini anlattı... Okulun son günü sana Tanrıyı bulup
bulamayacağımı sormuş; hayır yanıtını alınca şaşırmıştım. Sonra, ama o seni bulur dedin... İşte bunu çok düşündüm. Doktorlar ciğerimden parça alıp kötü huylu olduğunu söylediklerinde;
Tanrıyı aramayı ciddiye aldım birden... Habis ur, diğer hayati
organlarıma yayılmaya başlayınca, sabahlara kadar dualar etmeye başladım... Hiçbir şey olmadı. Bir sabah uyandığımda; ilahi bir mesaj
alma yolundaki umutsuz çabalarımdan vazgeçiverdim aniden.
Ömrümün geri kalan vaktini; Tanrı, ölümden sonra hayat falan gibi şeylerle geçirmeyecektim. Daha önemli şeyler yapma kararı aldım. O zaman gene seni düşündüm... En büyük mutsuzluk, sevgisiz bir hayat
sürmektir, bundan daha kötüsü de bu dünyadan, sevdiklerine
Seni seviyorum diyemeden gitmektir
demiştin...
Son günlerimi bu eksiği gidermekle harcayacaktım işte...
En zorundan başladım... Babamdan... Oğlu yanına geldiğinde;
babası, gazete okuyormuş.
-Baba, seninle konuşmam lazım demiş Tommy.
-Peki, konuş oğlum
-Yani, çok önemli bir şey...
Babası, gazeteyi 10 santim indirmiş aşağı;
- Neymiş o bakalım?
-Baba, seni seviyorum. Bunu bilmeni istedim. Tommy,
gülümsedi, arkasını anlatırken... Babasının elinden yere düşmüş
gazete... Hayatında hiç yapmadığı iki şeyi yapmış.
Tommyye sarılmış ve ağlamış... Sabaha kadar konuşmuşlar.
Babası, ertesi sabah işe gitmek zorunda olduğu halde...
Annem ve kardeşimle daha kolay oldu diye devam
etti Tommy... Onlar da bana sarılıp ağladılar. Yıllardır bana
söylemedikleri, söyleyemedikleri şeyleri anlattılar. Bütün bunları
yapmak için bu kadar geç kalmış olmama üzüldüm sadece...
Ölümün gölgesi üzerime düşünce; kalbimi açıyordum,
bana, aslında çok daha yakın olması gereken insanlara...
Nefes aldı Tommy... Bir gün baktım, Tanrı, orada...
Hemen yanıbaşımda duruyor... Ona yalvardığım zaman,
bana gelmemişti. Onun kendi programı vardı, kendi bildiği gibi
yapıyordu. Gerçek olan şu ki, haklıydın...
Ben, onu aramaktan vazgeçtiğim halde, gelip, beni bulmuştu.
- Tommy
dedim. Sandığımdan çok önemli şeyler söylüyorsun, tüm
insanlığa... Sen, Tanrıyı bulmanın en emin yolunu anlatıyorsun.
Onu, sadece kendine ayırmak, sadece ihtiyaç duyunca aramak
işe yaramaz... Ama hayatını sevgiye açarsan o, gelir seni bulur.
Bunu anlatıyorsun farkında mısın?
Devam ettim; Tommy, bana bir iyilik yapar mısın, bunları gelip sınıfımda da anlatabilir misin?
Bir gün tespit ettik. Ama Tommy gelemedi o gün... Ölümle hayatı
sona ermemişti tabii... Şekil değiştirmiş, büyük bir
adım atmıştı sadece... İnanmaktan, görmeye geçmişti...
Ölümünden önce son bir defa konuşmuştuk.
-Söz verdiğim derse gelemeyeceğim, halsiz ve bitkinim hocam demişti..
-Anlıyorum Tommy !
-Benim yerime onlara sen anlatır mısın hocam, sen anlatır mısın?
Herkese, bütün dünyaya, benim için anlatır mısın?
-Anlatırım Tommy dedim. Anlatırım, merak etme!

İnsanlara; Seni seviyorum demek için, ölümü beklemenize
gerek yok, şimdi, hemen şimdi başlayabilirsiniz...
Başlayın ki, hayatınız güzelleşsin, zenginleşsin..

Hem, şimdi başlamazsanız,
belki de hiç söyleme şansınız olmayabilir...
* * *
Bugününüz dünden daha iyi olsun. Hayırlı ve sağlıklı günler dileğiyle...