Silifke yakınlarındaki derin obruklar, bugüne dek daha çok manzarasıyla tanındı. Oysa taşların, toprağın ve derin karanlığın anlattığı başka bir hikâye var. Binlerce yıl öncesine uzanan anlatılara göre, gökyüzünün en güçlü tanrısı Zeus ile devasa ve korkunç bir ejderha olan Typhon arasında geçen büyük bir mücadele, bu vadide sona erdi.

Gökyüzünden yere çakılan dev
Mitolojide yer alan Zeus, göklerin ve yıldırımların hakimi olarak bilinir. Typhon ise, yüzlerce başı olan, ateş saçan ve tanrıları bile korkutan bir canavar. İkisi arasındaki savaş, doğa olaylarıyla simgelenmiş; yıldırımlar gökyüzünü yararken, yer sarsılmış, toprak yarılmıştır. Sonunda Zeus, Typhon’u yıldırımlarıyla yenmiş ve onu yeryüzündeki en derin çukura, bugün “Cehennem Obruğu” olarak bilinen yere hapsetmiştir.

Typhon 2

Rüzgârla gelen uğultu
Bölgeyi bilenler, bu çukurdan zaman zaman gelen uğultulu seslere dikkat çeker. Bu seslerin, yerin altında kıpırdanan Typhon’un iniltisi olduğu düşünülür. Mitolojik bu anlatı, bölgeye mistik bir hava katarken, ziyaretçilerin merakını artırıyor.

Karşı yamaçta bir sığınak
Vadinin diğer ucundaki Cennet Obruğu ise tamamen farklı bir anlam taşır. Rivayetlere göre, burası eski çağlarda kutsal sayılmış, koruma ve sığınak amacıyla kullanılmıştır. Kutsal figürlerin ve ibadetlerin anıldığı bu mağara, karanlığın karşısında bir umut simgesi olarak görülür.

"Kurtuluşa Açılan Kapı: Samsun’da Doğan Bir Milletin Umudu"
"Kurtuluşa Açılan Kapı: Samsun’da Doğan Bir Milletin Umudu"
İçeriği Görüntüle

Taşların anlattığı sırlar
Cennet-Cehennem Vadisi, sadece doğal bir oluşum değil; Zeus, Typhon ve kutsal sığınaklarla örülü mitolojik bir hikâyenin günümüze uzanan temsilcisidir. Bu kadim efsane, toprakların ve gökyüzünün iç içe geçtiği, doğa ile mitolojinin buluştuğu eşsiz bir miras olarak varlığını sürdürüyor.