Madde 7:Yeni dönemde insanlar mensubu bulundukları din, mezhep ve etnik köken farklılıklarından dolayı horlanmayacaklardır.
Herkes biliyor ki, Türkiye’de insanlar yakın zamana kadar inançlarından, dinlerinden(özellikle Müslümanlar) , kültürlerinden (örf-adetlerinden dolayı), yaşam biçimlerinden( başörtüsü, İslami kılık-kıyafet, namaz kılmalarından, oruçlarından vb.gibi), mensubu bulundukları etnik kökenden ve konuştukları dilden dolayı horlanmışlar, hatta cezalandırılıp işlerinden atılmış, cezaevlerine gönderilmişlerdir.
Sayın Başbakan’ın; “Biz hepimiz aynı vatan toprakları üzerinde yaşıyoruz. Hepimiz 77 milyon aynı bayrağın gölgesi altında geleceğe yürüyoruz. Milletimiz bir, bayrağımız bir, vatanımız bir, devletimiz bir… Hepimiz aynı ecdadın, aynı kültürün ve aynı medeniyetin, aynı tarihin evlatlarıyız. Siyasi görüşlerimiz farklı olabilir. Yaşam tarzlarımız farklı olabilir. İnançlarımız, mezheplerimiz, değerlerimiz, etnik köken ve dillerimiz farklı olabilir. Ama biz hepimiz bu ülkenin evlatlarıyız. Hepimiz bu ay-yıldızlı bayrağın gölgesi altındayız.
Madde 8: Yeni dönemde Anadolu topraklarında yaşayan her etnik ve din mensupları “TÜRKİYELİLİK” ortak paydasında uzlaşma kültürü yoğunluğunda birleştirme ve dayanıştırmaya çalışılacaktır. “Vahdette kesret” ilkesiyle hareket edilecektir.
Sayın Başbakan’ın; “ Her birimiz bu devletin sahipleriyiz. Müslüman, Hristiyan, Musevi, Süryani, Yezididen önce Türkiyeli vardır. Aleviden, Sünniden önce Türkiyeli vardır. Türk, Kürt, Arap, Laz, Gürcü, Rum, Ermeniden önce Türkiyeli vardır. Bugünden itibaren yeni bir toplumsal uzlaşma anlaşma anlayışıyla farklılıklarımızı zenginlik olarak görerek ama farklılıkları değil ortak değerlerimizi öne çıkararak yeni bir istikbali inşa etmek istiyoruz .İnanın bu sorgulamayı samimiyetle yaparsak, Türk, Kürt, Laz, Çerkez vesaire hepsinin başörtülü, başı açığında ne kadar ortak yanı olduğunu daha iyi göreceğiz… İşte bunun adı vahdette kesrettir, yani çoklukta birlik. Bunu başarmaya mecburuz. Bunu halletmeye mecburuz. Bayrağımız bir, istiklal marşımız bir, dağlarımız nehirlerimiz bir, türkülerimiz şarkılarımız acılarımız sevinçlerimiz bir. Bizim sadece tarihimiz değil bugünümüz yarınımız kaderimiz bir.
Madde 9: Yeni dönem Türkiye’nin , özgürlüklerden taviz vermeden yeni bir medeniyet inşasının ilk adımı olduğu kabul edilmektedir. Bu kabul, fevkalade önemli olup Türkiye’nin uydu bir devlet olmayacağının işaretidir.
Sayın Başbakan’ın; “ Bizim davamız şahsi bir dava değil, Türkiye davasıdır… Hazreti Ömer in sorgulandığı bir dünyada hiç kimse sorgulanamaz değildir… Hiç kimse kusursuz hatasız günahsız değildir. Paralel yapıya gönül vermiş kardeşlerim de bugün Türkiye de yeni bir sayfa açılırken, kendi gönül dünyalarında yeni bir sayfa açsınlar istiyorum. Bugün yeni bir gündür. Bugün Türkiye nin küllerinden doğuşunun yeni Türkiye nin kuruluşunun günüdür.” İfadeleri buna işaret etmektedir.
Başarı dileklerimizle selam ve sevgiler…