(ŞAİRLERİ DİNLERKEN…)

Makedonyalı Şair, Zeynep Hüseyin mikrofona davet edildi. Aynı zamanda gazeteci ve radyocu olan şairi dinlemek için kulak kesildim:

'Sorguladı kendini

Kainatın bir eri

Nasip ömür süresi

Hedefine yeter mi

Yargıladı kendini

Hayırsever bir peri

Yüklediği nimeti

Hak yerine gitti mi

Özürledi kendini

Özü evren biri

Yaşamanın sırrını

O'nda bildi her biri.'

*

Şiirdeki 'özü evren biri' dizesi,anlamcı şiir hareketimizin dizelerine örnekti. Şair alkışlar içerisinde yerine geçti. Balkon camına rengarenk ışık süzmeleri düştü.

Işığın dili belirsizdi!

***

Sunucu Sema Kulengir Erdal, Şair Emila Şakir'i mikrofona davet etti.

Emila Şakir:

'Üzgün sesler derinden esir ettiler birden/Yedikızlar Camii'nde bu ses bu seda neden. / Ey kul duyunca nemler gözümde yaş oldu./Hoş geldin bu mabete!/Camimiz iman dolu…/ Mor menekşe dökülmüş kutsal çimen üstüne/Dört taraf renk örülmüş gözlerime hediye/Düşündüm iman saygı ne olabilir, sandım iki taş arasında kuran yaprağı buldum/Bir duayı ağlayarak şiirlerime dizdim./Yedikızlar elveda/Ben yolunuzu seçtim.'

*

'Yedikızlar Camii'nde şiirini bitirdi.

Bendenize bu şiir –nesir- gibi geldi.

Peşine 'Meydan Okumak'adlı şiirini söyledi.

Bu şiiri nesir değildi.

Emila Şakir, Bulgaristanlı gazeteciydi.

Bulgaristan Türklerinin dili inançları ve folkloru üzerine makaleleri takdire değerdi…

***

Sunucu Sema Kulengir Erdal, bu sefer de mikrofona Sofya Üniversitesi Türkoloji Bölümü'nden mezun olan Şair-Yazar Mehmet Şakir'i davet etti.

Mehmet Şakir:

'Ben bir şiir istedim./Kınalı olsun…/Şiir kınalı olmaz/Kız kınalı olur,dediler/Ben bir şiir istedim/Göklerde uçan kanatlarını çırparak/Şiir uçmaz/Kuş uçar, dediler./Ben bir şiir istedim/Aksın gümüşlü pırıltılarla/Şiir akmaz, su akar, dediler/Ben bir şiir istedim/Açsın baharlarda pare pare./Şiir açmaz/çiçek açar, dediler/ Sonra ne istediğini bilmeyen, yaramaz bir çocuk gibi/Tuttum dilimi/ Şiir şimdi kendi başına./Özgür mü özgür./Kalıplardan uzak…'

Mehmet Şakir'in şiiri, solukları kesmişti.

Sessizce dinlenmişti.

Alkışlar içerisinde yerine geçmişti.

Şairler sıra ile şiirlerini söylemekteydi…

***

Sema Kulengir Erdal, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti dediği an; salonda alkış sesleri yükseldi…

Aklıma –Seyreyle Gönlüm- adlı şiirimin son dizeleri geldi:

… Bağımsızlıkta /Şair ölür/Çocuklar yaşar…

*

Eğitimci-Şair-Yazar, Dervişe Güneyyeli Kutu,alkışlar içerisinde mikrofona davet edildi.

Yavru vatandan gelen şairimiz; 'Yazılmamış Hikayeler ' dedi.

Sessizce dinledim:

'Yazılmamış hikayeler anlattım yüzüne/ Sırtımdaki ince sızıyı giyindi gözlerin/öptüm gözlerini,/Yüzünü sevdim ellerimle./Dudaklarım gül bahçesi/Dikenlerden bülbüle uzanan/ O eski hikayenin yüzyıllar sonrasından/Elimi uzattım sana./Beni göremeyecek kadar cenindin,/Bilemeyecek kadar dilsiz…/Yazılmamış hikayeler yazdım yüzüne/Kalbimdeki düğümü giyindi gözlerin./Çözdüm gözlerini/Alnını temizledim kaderden/Saçların su dalgası/Ateşten denizlere uzanan/O mumlu gemilerden/Elimi uzattım sana;/Bana ulaşamayacak kadar sılaydın,/Dayanamayacak kadar köksüz…/Yazılmamış hikayelerle bezendin yüzüme/Sussam da gitmiyorsun/ Örtsem de azalmıyorsun içimde…'

Alkışlar…

Alkışlar…