Evliya Çelebi gibiydi.

Dünyayı değil, şiirler arasında gezendi.

Edebiyat Öğretmenliğinden emekliydi.

Öğretmenin, sanatçının emeklisi olur muydu?

Olmazdı!

***

Şiir Severin Günlüğü adlı kitabı vardı.

Şairlerin dizelerine başvurandı.

O kimdi?

Öğrencilerinin Ali Turmuş hocasıydı.

***

Naçizane bendeniz, kendileri ile bir şiir dinletisinde tanışmıştım.

Şairleri gezintiye çıkarır, anlam yüklü dizelerini günlük tadında dinleyicilere sunardı.

İnsana, hayata ve topluma dair görüşlerini anlatırdı.

Bunu yaparken de nefes nefese kalırdı.

***

Nitekim bir Şiir dinletisinin sonunda soluk soluğa kalınca:

'İş nefes almakta değil, soluk almakta Oktay Akbal öyle yazmış bir öyküsünün sonunda.' dedim.

Omuzuma dokunarak:

'Sağol Şair. Senin de bir şiirini alıp koyacağım programa. Çok sağ olasın.'

'Ben şair değilim hocam koyma!' dedim.

'Kitabın var ya kitapsızlık etme!' dedi.

'Halk demedi!' dedim.

Pos bıyıkları altından güldü.

'Bir gün tavla oynayalım senle.' dedi.

'Oynarız hocam ama biz Zekeriya Çavuşoğlu ile hep tavlada bir - bir berabere kalıyoruz' dedim.

'Olsun. Biz de iki - iki berabere kalırız.' dedi.

Kucaklaşıp ayrıldık.

***

Ali Turmuş hocayla bu son görüşmemiz olmuştu.

Zira, hastaydı.

Duydum ki yoğun bakıma alınmış.

Kara haber tez duyulur derler.

Öyle de oldu!

***

Çocukları; Ezgi'ye, Serda'ya, Uğur can'a baş sağlığı diliyorum.

Başarılara imza attıran eşine de.

Ali Turmuş adına anma gecesi düzenleyen yakın dostlarına da.

Tüm öğrencilerine ve sanatçı dostlarına sabırlar ihsan ediyorum…

Ali Turmuş hoca öğrencileri için bir ışıktı; çiçekler içinde ışıklarda uyusun; ruhu şad olsun diyorum.

***

Şu an Ali Turmuş hocanın kitabını karıştırıyorum.

İçim acıyarak, yüreğim burkularak.

Gözyaşımla, kirpiklerim arasından bir şiir dizesi çıkartarak!

Şöyle diyor:

'Kendini yazan dünyayı yazar' diyen Seneca gibi düşünerek:

- Ben kendimi yazdım, yazıyorum. Öyle sanıyordum. Bir de ne göreyim; sizi, onu, bunu, şunu, ötekini, berikini; herkesi, her şeyi yazıyormuşum. Halbuki derdim kendimle. Şiirler şahidimdir yaşadıklarıma. Dahası, iyi ettim de yazdım, yazıyorum; şairler öyle söyledi.' diyor.

***

Evet, Evliya Çelebi gibiydi.

Dünyayı değil, şiirler arasında gezendi.

Edebiyat öğretmenliğinden emekliydi.

Öğretmenin, sanatçının emeklisi olur muydu?

Olmazdı!

-Olmadı.

O, Ali Turmuş hocaydı.