Hakkari'nin Şemdinli kırsalında
PKK'lı teröristlerle çıkan çatışmada
aralarında Samsunlu sözleşmeli er Erhan Karaca'nın da bulunduğu 6 asker ve 2 korucumuzun
şehit düştüğü
olayın; Türkiye'nin, Suriye
konusunda PYD ve YPG'nin
Astana'ya
davet edilmesine
karşı çıktığı
bir dönemde
gerçekleşmesi,
asla tesadüf değildir!..
Bu çatışmada,
etkisiz hale getirilen
teröristlerin
ABD yapımı
tanksavar ve silahlar kullanması da
öyle...
ABD, DEAŞ'la mücadeleyi bahane ederek,
PYD-YPG'ye bine yakın
TIR'la zırhlı araçlar,
binlerce tanksavar, füze, silah ve mermi
göndermiş;
aynı zamanda
bu teröristleri eğitmemiş miydi?..
Türkiye, o silahlar ile
ilgili olarak, "Bize dönerse" diye
endişesini dile
getirdiği halde,
ABD, yapacağını yine yapmıştır...
Çünkü, ABD ve İsrail,
Irak'ın kuzeyindeki özerk bölge ile bütünleştireceği
bir Kürt devletinin
senaryosunu yazmıştı...
Nitekim, Barzani'yi "Referandum" oyunu
ile dolduruşa getirip,
saf dışı bırakmanın
hesabını
yapan da onlardı...
Hakkari olayı bir tesadüf değil
elbette ama bu işin içinde
kimlerin olduğunu anlamak için
bir başka olaya gözatmak gerekir...
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın,
epey zamandır,
komşu ülkelerle milli paralarla
ihracat yapılması konusunda
girişimleri var...
Bu durum, bize rahmetli Erbakan'ın
1997 yılında D-8 zirvesinde
"Milli para ile ihracat"
söyleminden sonra
gelişen olayları hatırlatmaktadır...
Ne olmuştur o yıl?..
Erbakan, postmodern darbe
ile iktidardan uzaklaştırılmıştır...
Erbakan'ın bu fikrini benimseyen
diğer D-8 ülkelerinin
liderlerinin bir kısmı ya öldürülmüş
ya da iktidarı kaybetmiştir...
Çünkü, ihracatta "Milli para" uygulamasına geçildiğinde;
Amerikan Doları
fiyasko olacaktır...
Bir hatırlatma daha...
ABD'nin, Saddam'ı
devirmesinin
nedeni; asla Irak'ın
nükleer silahı değildi...
Saddam, petrol ihracını dolar yerine Avro ile
yapmaya kalkışmasaydı;
İran'la savaşırken
müttefik olan
ABD tarafından devrilmeyecekti...
Yeniden başa dönelim mi?..
Şemdinli kırsalında
8 şehit verdiğimiz çatışmanın,
YPG-PYD'nin Astana sürecine dahil edilmesi
talebini Türkiye'nin "veto" ettiği
bir döneme rastlamasını
tesadüf olarak
görmek mümkün müdür?..
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, vedalaşmaya kabul etmediği
eski ABD Ankara Büyükelçisi John Bass, giderayak ne demişti:
"9.5 aydır Türkiye'de terör saldırısı yaşanmıyor. Bu IŞİD vazgeçtiği için değil, işbirliğimizin sonucudur."
Anlayana sivrisinek saz,
anlamayana davul zurna az!..
Söylenecek söz çok elbette...
"Kahrolsun emperyalizm" diyen
bu ülkenin gençleri, gazetecileri, bilim adamları, siyasetçileri ve sanatçılarının
kimi katledilmiş kimi hapislere atılmıştır ama
bu millete de gerçeği anlatmayı
başarmışlardır...
Atatürk'ün ifade ettiği,
"millet" kavramında
bütünleşip, yeniden bir
uyanışa ihtiyaç vardır...
Şehitlerimizin mekanları cennet,
milletimizin başı sağ olsun!..