Soru şu:

Bu ülkede en ucuz olan nedir?

Seçenekte sunalım:

a-Sebze/meyve fiyatı

b-Ulaşım ve haberleşme

c-Tatil/seyahat

d-İnsan hayatı

Soru basit, cevap cesaret işi. Kabul.

Özellikle şikayetin ispiyonculuk, hak aramanın başkaldırı sayıldığı günümüz konjonktüründe..!

Kınamıyorum lakin nereye kadar?

Ya kafamızı gömdüğümüz o kum da biterse?

Kumdan bol olan ne var yeryüzünde diyenler haklı ama şimdilik…

Bir haftadır gelen mesaj, mail, telefondan sonra açıklama gereği hissettim:

Kalemimi hiçbir zaman kişisel çıkar, hak arayışı yada hırs için kullanmadım, kullanmayacağım.

Hak verdim ki; yazımın öznesi kişisel.

Tam da bu yüzden kişi adı belirtmeden anlatmaya çalışacağım meramımı.

'Arif olan anlar' tartışılmazına inanarak…

Konuya geçelim.

Yıl:2003

Bir hasta ailesinde genetik olarak baş gösteren, günümüzün en ölümcül hastalığından şüphelenerek hekime başvurur.

Söz konusu tarihte SSK Bafra Hastanesi'nde görev yapan doktorun gözlemi altına girer.

Daha sonra; Bafra Devlet Hastanesi bünyesine katılan doktor ne derse yapar, hangi ilacı derse kullanır, sözlerini harfiyen dikkate alır ve uygular.

Hekimdir sonuçta.

Rutin kontroller şikayetlere dayalı olarak devam eder.

Yıl:2018

Şikayetler artınca yine söz konusu hekime başvurulur. Gerekli tıbbi tekkikler yapılar.

Doktorun yorumu özetle aynıdır.

'Korkulacak bir şey yok'

Ağrılar… Kuşkular… Endişelerle gidilen farklı bir doktorun istemi ile yapılan biopsi.

Ve sonuç:

Hasta meme kanseridir.

Üstelik sol memesinde kanser hücresi taşıyan tümör tam 3 cm'dir.

Hasta apar topar Ankara'ya getirilir.

Günler süren tedirgin bekleyişin sonucunda, farklı hastanelerde yapılan gözlemler neticesinde operasyona tabi tutulur.

Erken teşhisin fevkalade önemli olduğu hastalığın geldiği aşamada neticesinde sol göğsünü kaybeder.

Gelinen nokta uzun bir tedavi süreci…

Adı ürküden hastalığın yıkıcı etiketi…

'Acaba' ile dolu günler, haftalar…

Belirsiz yarınlar…

Hayatı altüst olan bir değil, birkaç yaşam..!

Pekala, madem soru ile başladık öyle bitirilelim.

İkinci soru:

Hasta ölmemişse soruşturmaya/cezaya gerek var mıdır?

Lütfen cevabınızı vicdan süzgecinden geçiriniz…