Yok yok biz sonradan böyle olduk.

Bu kadar yüzeysel,

Bu kadar cesetsi,

Bu kadar çürümüş.

Sonradan olduk böyle.

Tartışmasız.

Yahu düşünsenize;

İkiyüzlü, çıkarcı olduğunu bildiğin arkadaşınla savaştığını Çanakkale'de.

Laf taşıyarak mertebe edinen bir çakalın haberleşmeden sorumlu olduğunu düşünsenize Anafartalar'da.

Yetim hakkı yemeyi marifet sayan bir itin, 57.Alay'ın yemekhanesinde görevli olduğunu düşünsenize.

Sırttan hançerleyen şuursuzun tekiyle aynı siperde çarpıştığınızı düşünsenize Seddülbahir'de.

İşe gelmeden maaş alan; lafta alın teri, helal lokma, Allah korkusundan dem vuran bir puştun gece nöbetinde olduğunu düşünsenize Arıburnu'nda.

Malzemeden çalmayı marifet sayan, keseri hep kendine yontan bir aşağılığın cephane ürettiğini düşünsenize.

Zehirli dili,gözü,teni ile şakşakçılıktan başka bir halt elinden gelmeyen bir asalakla aynı hoşaf tasına kaşık çaldığınızı düşünsenize ceset kokan meydanda.

Yahu boş verin.

Unutun hepsini.

Okumadınız sayın.

Sadece;

Vatan için yedi düvelle çarpışırken bitlendiğiniz Çanakkale'de yolunu beklediğiniz tek ananızdan/babanızdan ya da yavuklunuzdan gelen ilk ve son mektubun dost bildiğiniz, sırdaş bellediğiniz bir koca aldanışın eline geçtiğini düşünsenize.

Haklısınız.

Kabus gibi değil mi?

Dedim ya biz sonradan olduk böyle.

Birileri yüzyıllık planlarıyla ettiler içine maneviyatımızın.

Biz de paşa paşa geldik bu oyuna.