2016, turizm sektörü açısından son derece kötü bir yıl ve görünen o ki ciddi önlemler alınmaz ise önümüzdeki sezon da turizm sezonu açısından kayıp bir yıl olabilir. Özellikle güneydeki konaklama işletmeleri ciddi kriz içerisinde. Birçok zincir otel şubelerinden bir tanesini ya da iki tanesini açıyor. Geri kalanı ise maalesef ki kapalı. Peki turizmci bu açmazdan ve çıkmazdan nasıl çıkacak? Bu sorunun cevabından önce turizm sektöründekilerin, nerelerde hata yaptıkları konusunda biraz kafa yorması gerektiğine inanıyorum.

Güneydeki yatırımcı ve yöneticilerin yaptıkları en temel ve stratejik hata müşteri portföylerini tek bir çeşitten oluşturması oldu. Antalya özelinde değerlendirecek olursak turist profillerinin çok büyük bir kısmı maalesef sadece tek bir milletten oluşuyor idi. Reel sektörde de herkesin bildiği temel kurallardan birisi yumurtaların hepsini bir sepete koymanın dayanılmaz cazibesidir. Yani Antalya'daki yatırımcı bütün müşterilerini maalesef ki Ruslara endeksledi. Başta her şey hem yatırımcı için hem de işletme yöneticileri için çok iyi idi. Çünkü Rus turistler erken rezervasyon yaparak bir sonraki sezonun rezervasyonlarını yapıyor idi. Bu durum doluluk oranları açısından son derece iyi gözükse de aslında sektöre çok büyük bir darbe vurdu.

Çünkü sürekli aynı grubun konaklama işletmelerine geliyor olması konaklama işletmelerinin de doluluk oranlarının iyi olması konaklama işletmelerinin sektör trendlerinden uzak kalmasına neden oldu. İkinci bir faktör ise turizmdeki maliyetlerin giderek yükseliyor olması, buna karşın satış fiyatının benzer rakamlarda kalmasına bağlı olarak karlılık oranlarının giderek düşmesidir. Doluluk oranları fazla olunca; hem yatırımcı hem de yöneticiler bu detayı çok fazla önemsemedi.

Kar marjları açısından dikkate alınması gereken bir diğer nokta ise her şey dahil sistemi oldu. Bu sistem ilk başlarda son derece karlı bir sistem idi. Çünkü müşteriden para peşin olarak tahsil ediliyor idi. Burada zaman içinde bir değişiklik oldu ve müşterinin talepleri ile her şey dahil sisteminin fiyatları aynı doğrultuda artış göstermedi. Müşteri talepleri sürekli arttı. Buna karşın taksit sayısının sürekli artış göstermesi ile birlikte işletmeciler paralarını peşin yerine taksitli şekilde tahsil etmeye başladı. Maliyet artışı ile birlikte düşünüldüğünde; kar oranları da gün geçtikçe düştü.

2014-2015 yıllarında ülkemize gelen turist sayısı yaklaşık 200.000 kişi kadar artış göstermesine rağmen turistlerin kişi başına düşen harcama tutarları aynı doğrultuda artış göstermemiş. Dolayısı ile karlılık oranları ciddi oranlarda düşüklük gösterdi.

Kasım ayı içinde Rus jetinin düşürülmesi ile sektör içinde gizli yaşanan kriz gün yüzüne çıkmış oldu. Şimdi sektördeki herkes 'acaba nerede hata yaptık' ve 'biz bu durumdan nasıl çıkarız' sorularının yanıtlarını arıyor.

Turizm sadece konaklama işi değildir. Turizm 56 sektörü doğrudan etkileyen komplike bir sektördür. Burada meydana gelen bir kriz başta inşaat olmak üzere gıda, perakende gibi sektörleri de derinden ve yakından etkiliyor.

Turizm sektöründen en yakından etkilenen sektör hiç şüphesiz ki insan kaynakları olmuştur. Yaşanan krizden bugün sadece Antalya'da yüzbinlerce kişi mağdur olmuştur. İşten ayrılmak zorunda kalan çalışanları aileleri ile beraber düşündüğümüzde; yaşanan bu krizin sosyal etkilerini daha yakından anlamak ve algılamak mümkün olacaktır.

Hükümet şu an geçici de olsa insan kaynaklarındaki krizi aşmak için teşvik paketi açıklasa da bu paket maalesef turizm yatırımcısı ve yöneticilerinin beklentilerini karşılamamıştır. Turizm, başlangıç yatırımları çok yüksek olan bir sektördür. Bugün 5 yıldızlı otelin bir odasının maliyeti 110.000 TL seviyelerindedir. Bu şekilde büyük bir tesisin dolu olmaması yatırımcıların önümüzdeki yıl finansman giderlerinin daha da yüksek olmasına ve kredi ile dönen bir sektörün daha derinden yara almasına ve sosyal yaraların daha fazla açılmasına neden olabilir.