n

n
n Yasaları millet adına meclis yapar (Yasama görevi).
n
n Yasalar, ülkenin ihtiyacı olduğu her alanda kurallar ve düzenlemeler getirir.
n
n Getirilen kurallar ve düzenlemeler, demokratik bir ortamda bireylerin huzurunun, mutluluğunun, refahının, güvenliğinin, hakkının ve hukukunun korunmasını sağlar, sağlamalıdır.
n
n …
n
n Özellikle son on yılın önemli yasal düzenlemelerinin genel gerekçelerine baktığımızda ise yukarıda kısaca bahsettiklerimden farklı gerekçelerin daha üste çıktığını görüyoruz.
n
n Neredeyse her yasal düzenlemenin genel gerekçesinde küreselleşme ile birlikte yönetim paradigmasının değiştiğinden ve bu değişimle birlikte yeni değerlerin ortaya çıktığından bahsedilmektedir.
n
n Etkinlik, katılımcılık, saydamlık, hesap verilebilirlik, kalite, memnuniyet, verimlilik olarak sayabileceğimiz bu “yeni değerler” yeni dünya düzeninin bir parçası sayılmaktadır.
n
n Dünya ticaretinin tarihsel sürecine bakıldığında “müşteri memnuniyeti”, “kalite”, “verimlilik” gibi kavramların günümüzden çok eskilere dayandığını görebiliriz.
n
n Dolayısıyla “yeni değerler” olarak tanımlanan bu kavramlar hiç de yeni değildir ve öyleyse bu kavramlara “yeni” denmesi doğru değildir.
n
n Böyle olunca da eski ticari kavramlara “yeni değerler” denmesinin aslında bir kandırmacadan ibaret olduğu görülmektedir.
n
n Burada amaç, bizim gibi ülkeleri! uluslararası sermayenin daha rahat hareket edeceği, besleneceği ve bu yolla istediği gibi yöneteceği bir pazar haline getirmektir.
n
n Özellikle son on yılda ülke kaynaklarının kullanımına bakıldığında elimizde olan neredeyse bütün kamu işletmelerini taşınmazlarıyla satıldığını, kamu hizmetlerinin özelleştirildiğini görebiliriz.
n
n Bu satışlar ve özelleştirmeler için yapılan yasal düzenlemelerde de hep aynı gerekçeler geçerlidir.
n
n Verimlilik, kaliteli hizmet, müşteri memnuniyeti,...
n
n Kısacası artık vatan millet bir yana, “yeni değerler” gerekçeleriyle iş bitirilmektedir.
n
n Küreselleşme ve yeni dünya düzeninin sunduğu “yeni değerler” sağlık, eğitim, ulaşım, iletişim, sosyal hizmetler gibi daha pek çok önemli kamu hizmet alanlarını ticari pazarlar haline getirmiş, elimizde avucumuzda bulunan tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan kuruluşları ve doğal kaynakları pazarlayarak ona buna sattırmıştır.
n
n Kimseye sormadan, kimseyi bilgilendirmeden ve olabildiğince çaktırmadan yapılmıştır her şey.
n
n En son Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu nda birkaç günlük zoraki görüşmenin ardından sabaha karşı saat dörtte de mecliste kabul edilen “Büyükşehir Yasasında” olduğu gibi.
n
n Yasadan milletin bir kısmının haberi var ama hiç kimsenin bilgisi yok.
n
n Diğerlerinde olduğu gibi.
n
n Kimsenin de görüşü alınmamış.
n
n …
n
n Üzerinde doğru dürüst tartışma fırsatı bile olamamış yasalar
n
n Artık alışılageldiğince,
n
n Ölü doğuyor sabaha karşı,
n
n Bu topraklarda yaşayanlara.
n