Dış politika yazarı değiliz. Ama bir Müslüman olarak en az iç politika kadar takip ederiz.

Türkiye'yi dünya ile birlikte okumayan ya da okuyamayan bir Müslümanın hiçbir işe yaramadığını kabul ediyoruz.

Artık tek başına ABD ya da Türkiye ve Rusya yoktur. Dünya ve içindeki devletler ve milletler vardır.

Yavuz Sultan Selim'in ifadesiyle dünya, 'bir sultana çok, iki sultana az' bir konuma gelmiştir.

Dünyayı ve bu dünyanın içinde hükümran Batının stratejik hedeflerini bilmeyen bir vatandaş kanaatimizce memur bile yapılmaması gerekir. Memurluk sınavlarında yalnız inkılap tarihinden sormak yeterli değildir. Analitik düşünceyi ölçebilecek yakın tarihten de sorgulanmalıdır diye düşünüyoruz.

Bu nedenledir ki, herkesin dünyayı yeterince tanımasının gereğine inanıyoruz.

ABD seçimlerini de bu bakış açısıyla değerlendiriyoruz.

ABD'de başkanlık seçimlerinden önceki ve sonraki yorumlara baktığımızda tanık olduğumuz manzaralardan dolayı milletimiz adına üzüldük.

ABD, gerek yapısı ve gerekse iç ve dış politik çizgisiyle kurumlaşmış İngiltere'nin uzantısı olan bir devlettir. Başkan kim olursa olsun dış politikasında sınırları zorlayacak bir değişiklik olmaz.

Dolayısıyla Türk- Amerikan ilişkilerinde de zorlayıcı bir gelişme olmaz.

Hiçbir başkan, Ortadoğu'da İsrail'in çıkarlarını ve varlığını tehlikeye düşürecek, doğal yeraltı kaynaklarını Batının inisiyatifinden kurtaracak bir politika izleyemez.

Devletlerarası ilişkilerde dostluk değil, karşılıklı çıkar söz konusudur. 'Al gülüm- ver gülüm' ticareti egemendir.

Yeni Başkan, selefleri gibi Türkiye'nin yumuşak karnına tekme atmaya devam edecek, Türkiye'den taviz koparttığı oranda 'stratejik dost(!)' olarak kalmaya devam edecektir.

Dünyanın ve Türkiye'nin hesapları bayan başkan adayının seçileceği varsayımı üzerine bina edilmiştir.

Hatta FETÖ'nün hesabı da buna göre yapılmıştı.

Dünyanın yanlış hesabı Amerikan halkının iradesinden dönmüştür.

Yapılan manipülasyonlar, gerçekleştirilmiş tüm algı operasyonları bayan adaydan yanaydı. Fakat Allah'ın hesabı farklıydı. Amerikan halkı bunlara inanmadı. Basının, devlet erkanının, tanınmış işadamlarının ve de istihbarat örgütlerinin psikolojik baskıya uzanan manipülasyon ve algı yönetimleri boşa çıkmıştır.

Yeni Başkan, Sayın Erdoğan gibi gidilmeyen yerlere giderek kitlelerle buluşmuş ve onların dert ortağı olmuştur. Dileriz ki, sonuçlar itibarıyla İslam dünyası ve insanlık için hayırlı olmuştur. Ve yine dileriz ki ABD KANLI JANDARMALIĞINDAN VAZGEÇER. Selam ve sevgi ile…