Sakarya'nın Adapazarı ilçesinde bir restoranda düzenlenen, AK Parti teşkilatının dünden bugüne teşkilatta görev almış isimlerinin katıldığı 'Teşkilat Buluşması' programına AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve AK Parti Sakarya Milletvekili Ali İhsan Yavuz başta olmak üzere; AK Parti Sakarya İl Başkanı Yunus Tever, Sakarya Büyükşehir Beldiye Başkanı Ekrem Yüce, Adapazarı Belediye Başkanı Mutlu Işıksu ve çok sayıda davetli katıldı. Adapazarı İlçe Teşkilatı tarafından düzenlenen 'Teşkilat Buluşması' programında konuşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, CHP'nin 'Hasarlı Okullar' konusunda yaptığı açıklamaların yalan olduğunu, okulların hasarlı olmadığını, ekonomik ömrünün bittiği için okulların boşaltıldığını kapsamlı bir sunum eşliğinde anlattı. Yavuz, sunum yaptığı esnada ise boşaltılan 17 okulla ilgili CHP'yi sert sözlerle eleştirdi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz'un CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP Grup Başkanvekili Sakarya Milletvekili Engin Özkoç'un insanları etkilediklerini ve farklı alanlara yönlendirmekle manipülasyon yaptıklarını belirterek, "CHP hasarlı okullarla ilgili ne söylediyse yüzde 100'ü yanlış" dedi. Sunumuna eleştirel sözlerle devam eden Yavuz, CHP'nin söylemiyle Elazığ depremi olmasaydı o okullar boşaltılmayacaktı sözlerine karşılık okulların Elazığ depreminden önce boşaltılmaya başlandığını dile getirdi. Yavuz, CHP'nin, hakikat sonrası, yalanın siyaseti, gerçeğin anlamsızlaştırılması, değersizleştirilmesi ve bunun üzerine inşa edilen bir kültür olan 'post-truth' kültürüyle hareket ettiğini belirtti.Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump'ın da bu kültür sayesinde başkanlığını kazandığını belirten Yavuz, post-truth kültürünün yansımalarını CHP'de gördüklerini kaydetti. Kendisine atfedilen 'Hiçbir şey olmasa bile kesinlikle bir şeyler oldu' sözünü CHP'lilerin ürettiğini, böyle bir sözün olmadığını söyleyen Yavuz, ispat ettikleri takdirde istifa edeceğini belirtti.CHP'nin post-truth kültüründen beslendiğini vurgulayan Yavuz, "Bizi tanımayan, bizi bilmeyen ya da aslında bizi iyi tanıdığı için korkudan ne yapacağını şaşıran ve bir anlamda manipülasyonun kurumsallaşmış bir görüntüsü halinde karşımızda duran bir CHP zihniyeti var. Onlar konuşacak, biz çalışacağız ve bu böyle devam edecek. Şu anda dünyada revaçta olan post-truth kültürünün en önemli yansımasını CHP zihniyetinde görüyoruz. CHP zihniyeti ezbercidir, sadece tribünlere oynar, tüm enerjisini hakikatin önemsizleşmesi için harcar. CHP post-truth kültüründen beslenir. Post-truth; 2016 yılında Oxford sözlüğü tarafından yılın kavramı seçilmiştir. Bu post-truth kültüründen beslenerek Trump seçimi kazanmıştır maalesef. Türkiye'de de bunun yansımalarını maalesef CHP'de görüyoruz. Post-truth şu demek; hakikat sonrası, yalanın siyaseti, gerçeğin anlamsızlaştırılması, değersizleştirilmesi ve bunun üzerine inşa edilen bir kültür. Post-truth kültüründen besleniyor CHP. Oxford sözlüğü tarafından yılın kavramı seçildi, aslında çok uzun süredir CHP'nin bunu nasıl uygulamaya çalıştığını bilseydi yılın en iyi, asrın en iyi post-truth kültüründen beslenenin de CHP olduğunu ilan ederdi" dedi."CHP'liler ne söylediyse hiçbiri doğru değildir, yüzde 100'ü de yanlıştır"CHP'lilerin bugüne kadar hasarlı adı altında ne söylediyse hiçbirinin doğru olamadığını söylen Yavuz, "CHP'liler ve yandaşları bugüne kadar bu hasarlı adı altında ne söylediyse hiçbiri doğru değildir, yüzde 100'ü de yanlış. Bu kadar iddialı bir laf ediyorum. 117 okulun 101 tanesiyle ilgili güçlendirme kararı çıktı bunlar da yüzde 90 oranında güçlendirildi. Yıkım kararı yok, boşaltılsın denmiyor, ağır hasarlı değil, orta hasarlı değil bunlar sadece yeni deprem yönetmeliğine göre her biri farklı olacak şekilde güçlendirme yapılsın denen okullar hepsi. Sakarya'da 1960'lı yıllarda yığma taştan yapılmış olan 17 okulun güçlendirilmesine gerek yok denilmiş, bunların yerine kıvamında, modern yeni bir okula dönüştüremeyiz bunları boşaltalım yerlerine yeni okul yapalım mantık bu. Bu 17 okulun da tamamı boşaltıldı. CHP'nin söylediği 21 okul hikayesindeki okullar orta hasarlı, ağır hasarlı ve boşaltılacak değil. İlk testte ortaya çıkmış ve bunlar büyük oranda güçlendirilmiş okullardır. 17 okula ilişkin karar Ocak 2020'de çıktı. 21 okula ilişkin kararın hikayesi 2015 yıllarına gidiyor. 17 okulun hikayesi yeni çıktı ve tamamen ayrı okullar. Bunlar diyor ki Elazığ depremi olmasaydı bu okullar boşaltılmayacaktı diyorlar ya ne alakası var Elazığ depremi 24 Ocak'ta saat 20.55'te oldu. Halbuki okulların boşaltılma kararı 22 Ocak'ta Milli Eğitim Müdürlüğüne geldi, resmi kayıtlardan bahsediyorum. 22'sinde Milli Eğitim Bakanlığı, Milli Eğitim Müdürlüğüne diyor ki; yeni test ettiklerimizin içerisinde boşaltılması gereken hasarlı değil ancak yığma taştan olan ve güçlendirilmesi zor olan yerine yenisi yapılacak olan okulların sayısı 17, haber ve kararı 22 Ocak'ta Milli Eğitim Müdürlüğüne belirtildi. 23 Ocak'ta Milli Eğitim Müdürü, bütün ilçe milli eğitim müdürlerini topladı. 24 Ocak öğle saatlerinde de belgeleri var bende, okulların boşaltılmasına başlanılıyor. Deprem akşam saatlerinde oldu" diye konuştu."Bu sözün bana ait olduğunu ispat ederlerse istifa edeceğim"Kendisine atfedilen sözü CHP'nin ürettiğini, böyle bir sözün olmadığını söyleyen Yavuz, "Ne oluyor bilmiyorum hani bana atfedilen meşhur bir söz var ya; hiçbir şey olmasa bile kesinlikle bir şeyler oldu diye. Bunu da CHP'liler üretti, ben ses çıkartmıyorum diye bakmayın. Burada da söylüyorum eğer benim böyle bir sözüm varsa, gocunduğum için söylemiyorum çok da hoşuma gidiyor ve gıda da alıyorum açıkçası. Çünkü bunlarla uğraşsınlar yani sakız lazım, biz de işimizi yapalım. Ama bunu kendileri ürettiler, yok böyle bir söz. Bana birisi ispat etsin, ben istifa edeceğim. Ama eğer CHP ispat edemeyecek ise ve istifa edeceklerse onlardan bir tane ayakta kalmaz, hepsi düşmüş olur" şeklinde konuştu.