İlkbaharın gelişiyle birlikte doğa uyanıyor, ağaçlar çiçek açıyor, havalar ısınıyor. Ancak bu güzel tablo bazı aileler için hiç de keyifli değil. Özellikle çocuklarda alerjik şikayetler bu dönemde ciddi şekilde artış gösteriyor. Burnu sürekli akan, sık sık hapşıran, gözlerinde kaşıntı ve kızarıklık yaşayan çocukların sayısı her geçen gün daha da çoğalıyor. Bu belirtiler genellikle bahar alerjisinin en tipik işaretleri arasında yer alıyor.
Bahar Alerjisi Sadece Polenle Sınırlı Değil
Sanılanın aksine bahar alerjileri sadece polen kaynaklı değil. Polenlerin yanı sıra ev tozu akarları, küf mantarları, hatta evcil hayvan tüyleri de çocuklarda alerjik reaksiyonlara neden olabiliyor. Bu alerjenler solunum yoluyla vücuda girerek burun, boğaz, göz, deri hatta akciğerde etkiler yaratabiliyor. Alerjisi olan çocuklar bu dönemde gece uykularında sık sık uyanıyor, gün içinde halsiz ve huzursuz hissediyorlar. Dikkat dağınıklığı ve yorgunluk da okul başarılarını doğrudan etkileyebiliyor.
Her 3 Çocuktan Biri Risk Grubunda
Sağlık otoritelerinin son yıllarda yaptığı araştırmalara göre, çocukların yaklaşık %30’u yani neredeyse her 3 çocuktan biri, bir alerjik hastalıkla mücadele ediyor. Bu rakam, konunun ne kadar ciddi olduğunu net biçimde ortaya koyuyor. Ülkemizde her yıl en az 100 bin çocuğa alerjik bir hastalık tanısı konuluyor. Bu hastalıklar arasında en yaygın olanları ise şöyle;
- Alerjik nezle (%10-30)
- Astım (%8-12)
- Atopik dermatit (%10-15)
- Göz alerjisi (%8-10)
Bu hastalıkların bir arada görülme oranı ise %30’lara kadar çıkabiliyor. Yani bir çocuk hem astım hem alerjik nezle hem de atopik dermatit tanılarına aynı anda sahip olabiliyor.
