Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, 16 Nisan'da 'Cumhurbaşkanlığı Sistemi'nin oylanacağı referandum öncesinde yeni sistemi anlatmak üzere bugün Beyoğlu'na geldi. Beyoğlu'ndaki iş adamlarıyla CVK Otel'de öğle yemeğinde bir araya gelen Başbakan Yardımcısı Türkeş'e iş adamlarının yanı sıra, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, AK Parti Beyoğlu İlçe Başkanı Harun Muş ve ilçe teşkilatından yöneticiler de eşlik etti.'Bu oyunu kime karşı oynuyoruz Allah aşkına?'İş adamlarına hitap eden Türkeş, ilk olarak yeni sistemle Cumhurbaşkanı seçilecek olan kişinin tarafsız olamayacağı eleştirilerine cevap verdi. Eleştirilere mevcut anayasadaki maddeyle cevap veren Türkeş, 'Mevcut anayasa ne diyor? 'Cumhurbaşkanı olarak seçilen kişinin partiyle ilişkisi kesilir.' Kurdele gibi bir şey bu, makası koyuyorsun, kesiyorsun. Ondan sonra da diyor partisizdir, tarafsızdır. 21'nci yüzyılda lafın ağırlığı yok. Allah aşkına, kim inanır buna? Yani bu reel mi, doğru mu? Allah'ın bildiğini kuldan mı saklayacağız? Turgut Özal Cumhurbaşkanı seçilince partisiz mi oldu, partiler üstü mü oldu? Bu mim tiyatrosu gibi bir şeydir. Bu oyunu kime karşı oynuyoruz Allah aşkına? İcraatlarında, uygulamalarında, kararlarında tarafsız davranacak. Tarafsız davranmak ayrı bir şeydir' dedi.'Bu, diş macunu gibidir. Tüpü sıkarsın da, tüpe geri alamazsın''Cumhurbaşkanlığı Sistemi'ne neden ihtiyaç duyulduğunu anlatarak devam eden Türkeş, 'Halka sorduk, 'sen cumhurbaşkanını seçer misin' diye. 'Ben seçerim' dedi. Ama ortaya iki tane seçilmiş, icrai yönetici çıktı. Bir başbakan, bir de cumhurbaşkanı. Şimdi bunu tekleştirmemiz lazım. Bu, diş macunu gibidir. Tüpü sıkarsın da, tüpe geri alamazsın. Bu saatten sonra, vatandaşa dönüp, 'Ya arkadaşlar, cumhurbaşkanını siz yine seçmeyiverin de, bu ikilikte sıkıntı olacak. Bunu teke indirelim' diyemezsin. Halkın yüzde 70 rızası var ve çok da memnun halk' diye konuştu.'Bunu tekleştirmek lazım'Mevcut sistemin halka sunulan yeni haklarla çelişkili olduğunu ve tıkandığını ifade eden Türkeş, açıklamasını bir örnekle de destekleyerek, 'Karı koca olsa, baba oğul olsa, öbürü demez mi? 'Koçum, ben yüzde 50 oyla halkın yüzde 50'den fazlası benim arkamda, bana yetki vermiş, ben burada oturuyorum. Sen meclisin içindeki o hengameden yüzde 30'la çıktın, geldin, başbakan diye. Sen ne anlatıyorsun bana ya? Yüzde 50'den fazlası bende, ben böyle istiyorum, böyle olacak.' Al sana, kriz mi arıyorsun? Bunu tekleştirmek lazım' değerlendirmesinde bulundu.'Tutarsın o eli. Biz de tuttuk'Anayasa değişikliğinin zamanlaması konusundaki eleştirilere de cevap veren Türkeş, MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin çağrısına kulak verip harekete geçildiğini hatırlattı ve 'O da bizden çıkmadı. 11 Ekim 2016 tarihinde Milliyetçi Hareket Partisi'nin Saygıdeğer Genel Başkanı Devlet Bahçeli Salı günü yaptığı grup toplantısında AK Parti'ye hitaben dedi ki, 'Siz bir başkanlık sistemi istiyordunuz.' 'Onu bir getirin de, şu meclisten geçirelim, sonra da halka sorarsınız' dedi. Meclisteki saygın bir siyasi partinin genel başkanı gelmiş, sana çok yapısal ve temel bir problemi çözmekte elini uzatıyor. Tutarsın o eli. Biz de tuttuk. Onun için şimdi yapıyoruz' ifadelerini kullandı.Son olarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir önerisi hakkında eleştiri yapan Tuğrul Türkeş, mücadele ettiği alanları ve Türkiye'nin mevcut gücünü vurguladı. Türkeş, konuşmasını şu sözlerle noktaladı:'Türkiye birden fazla işi beraber yapabilir. 15 Temmuz'da hain bir kalkışmayla karşılaştık. Ordunun üst kademesi, yüzde 30'a yakın tasfiye edilmek zorunda kaldı. 1 ay sonra Fırat Kalkanı Operasyonu'na başladık. Yani devletimizi, kendimizi de küçümsemeyelim. 'Her şeyi durdurun, sadece işsizlikle uğraşacağız.' Ana muhalefet partisinin saygıdeğer genel başkanının bize önerisi bu. Biz bir taraftan sınır güvenliğini sağlıyoruz, bir taraftan 3 milyonun üzerinde muhacir gelmiş Suriye'den, onların buradaki eğitimi, ekmeği, şusu busuyla uğraşıyoruz. Avrupa'da maalesef yükselen kötü bir ırkçılık var.'Başbakan Yardımcısı Türkeş'in iş adamlarına hitabının ardından öğle yemeği ile devam eden toplantı, yemekten sonra Türkeş'in yöneltilen soruları yanıtlamasıyla sürdü.