İnternet ve sosyal medya platformlarında sürekli olarak önemsiz ve yüzeysel içeriklerin yoğun tüketilmesi, beynimizin işlevlerinde olumsuz sonuçlara yol açabilir. Özellikle felaket kaydırması, Instagram bağımlılığı ve durmaksızın YouTube videoları izlemek gibi davranışlar, dikkat dağıtıcı olsa da bu alışkanlıkların beynimizi gerçekten "çürütüp çürütmediği" tartışma konusu oluyor.
"Beyin Çürümesi" Terimi ve Yayıldığı Alanlar
Geçen yıl Oxford University Press, "beyin çürümesi" (brain rot) ifadesini yılın kelimesi olarak seçti. Bu kavram, sosyal medya ve diğer dijital platformlarda “önemsiz veya karmaşık olmayan” içeriklerin aşırı tüketiminin bir kişinin zihinsel veya entelektüel durumunda bozulmaya neden olmasını ifade ediyor. ABD Güney Carolina Tıp Üniversitesi Nöroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Andreana Benitez, “Beyin için zararlı olan düşük kaliteli içeriklerin aşırı tüketimi böyle bir duruma yol açabiliyor,” diyor. Ancak içeriklerin beyne tam olarak nasıl zarar verdiği konusunda bilimsel kesinlik henüz bulunmuyor.
ABD’de Gençlerin Ekran Süreleri ve Ruh Sağlığı
ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) verilerine göre, gençlerin yarısı günlük dört saatin üzerinde ekran başında vakit geçiriyor. Dünya genelinde yetişkinlerin ise günde ortalama altı saatin üzerinde çevrimiçi olduğu tahmin ediliyor. Ancak hem gençler hem yetişkinler için sağlıklı ekran süresi konusunda federal bir rehber henüz oluşturulmamış durumda.
Yapılan araştırmalar, yoğun dijital kullanımın gençlerde depresyon, anksiyete, dikkat eksikliği/hiperaktivite bozukluğu ve karşıt gelme bozukluğu gibi ruhsal sorunların yanı sıra baş dönmesi, mide bulantısı ve ağrı gibi fiziksel rahatsızlıklarla da ilişkili olabileceğini gösteriyor. Bu bulgular, ABD’deki en kapsamlı uzun vadeli çocuk beyin gelişimi araştırması olan Adölesan Beyin Bilişsel Gelişim Çalışması’nın 2024 verilerine dayanıyor.
Beyin Sağlığı Üzerindeki Etkiler ve İçerik Kalitesinin Önemi
Öte yandan, bazı bilimsel çalışmalar beyin çürümesi kavramını, duygusal duyarsızlaşma, bilişsel aşırı yüklenme, olumsuz benlik algısı ile hafıza, planlama ve karar verme gibi yürütücü işlevlerde bozulma ile ilişkilendiriyor. New York’taki Weill Cornell Tıp Merkezi’nden Dr. Costantino Iadecola, ekran süresinin doğrudan beyin yapısını değiştirdiğine dair kesin kanıt olmadığını ancak gelişmekte olan beyinlerde asıl zararın ekran süresi boyunca kaçırılan fiziksel ve sosyal deneyimlerden kaynaklandığını vurguluyor.
Dr. Iadecola, "Beyin gelişimi için çeşitli deneyimler gereklidir," derken; Doç. Dr. Benitez de “Telefon başında geçirilen vakit, gerçek insan etkileşimlerinin yerini tutamaz. Bu yapay deneyimler, insan ilişkilerindeki sözlü, duyusal ve duygusal tepkilerin karmaşıklığından yoksundur,” diye ekliyor.
Benitez, sadece ekran süresinin değil, tüketilen içeriğin kalitesinin de önemli olduğuna dikkat çekiyor: “Düşük kaliteli içeriklerin aşırı tüketimi, gerçeklik algınızı zayıflatabilir ve ruh sağlığınızı olumsuz etkileyebilir.” Ayrıca çok fazla olumsuz içerik, zihinsel tükenmeye yol açabilir ancak hangi seviyenin “fazla” olduğu henüz net değil. Bunu atıştırmalık benzetmesiyle açıklıyor: “Ara sıra kısa ekran kullanımı küçük bir atıştırma gibidir, ama sürekli ve aşırı tüketim ciddi sorunlara neden olabilir.”
Dijital Kullanımda Dengeli Yaklaşım ve Sağlıklı Alışkanlıklar
Çocuklar ve yetişkinlerin dijital içerik tüketimini sağlıklı bir şekilde yönetmeleri zordur çünkü eğitim, alışveriş, eğlence ve sosyal yaşam büyük ölçüde çevrimiçi platformlarda gerçekleşmektedir. Doç. Dr. Benitez, “Ekran kullanımını kontrol etmek, eleştirel düşünceyi geliştirmek ve içerik kalitesine dikkat etmek yetişkinlerin sorumluluğundadır,” diyor.
Uyku kalitesini korumak için yatmadan önce ekran kullanımından kaçınılması gerektiğini vurgulayan Benitez, “Uykuya dalma zamanı uyarıcı bilgi ve ışığa maruz kalmakla engellenebilir,” ifadelerini kullanıyor. Amerikan Pediatri Akademisi (AAP) ise ailelere çocuklarıyla ekran süresi planı yapmalarını, yaratıcılığı destekleyen ve aile bağlarını güçlendiren kullanımı teşvik etmelerini öneriyor. Ayrıca spor, müzik, sanat ve diğer çevrimdışı hobilerin önemine dikkat çekiyor.
Aynı zamanda AAP, Benitez ve Iadecola’nın da altını çizdiği gibi, bazı ekran aktivitelerinin olumlu ve sağlıklı etkileri olabileceğini belirtiyor. Doç. Dr. Benitez, “İyi ve kaliteli içeriklerin tüketilmesi mümkün. Burada bir değer yargısı söz konusu,” derken; Iadecola ise teknolojinin amaca uygun kullanılması gerektiğini, “Önemli olan bağımlılık haline gelmemesi ve her şeyde ölçülü davranılmasıdır,” diyerek özetliyor.