Henüz 21 yaşındayken Kazakistan’da akut lösemi şüphesiyle tedavi altına alınan Azamat Iltyzyr’in hayatı, İstanbul’daki ikinci bir görüşle tamamen değişti. Türkiye'de yapılan detaylı incelemeler, onun aslında çok daha nadir görülen bir lenfoma türüne yakalandığını ortaya koydu. Hastalığın doğru teşhis edilmesiyle birlikte başlatılan yoğun tedavi süreci ve 7 yaşındaki kardeşinden alınan kök hücre ile uygulanan nakil, Azamat’ın tekrar hayata tutunmasını sağladı. Genç hasta, şu anda spor yapıyor, çalışıyor ve sağlıklı bir yaşam sürdürüyor.

Cilt Bakımındaki Ürünler Etkili Oluyor Mu?
Cilt Bakımındaki Ürünler Etkili Oluyor Mu?
İçeriği Görüntüle

Yanlış Teşhisten Kurtuluş: Asıl Hastalık Nadir Bir Lenfoma Türüydü

Azamat Iltyzyr’in İstanbul’a gelmesine sebep olan tanı, Kazakistan’daki doktorların koyduğu “akut lösemi” teşhisiydi. Ancak Türkiye’de yapılan ileri tetkikler, durumun çok daha karmaşık olduğunu ortaya koydu. Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Leylagül Kaynar, bu durumu şöyle açıkladı:

“Azamat ilk geldiğinde klinik durumu oldukça kötüydü. Ateşi yüksekti ve dalak ile karaciğeri ciddi şekilde büyümüştü. Yapılan değerlendirmelerde hastanın, oldukça nadir rastlanan bir lenfoma türüne sahip olduğu anlaşıldı. Bu teşhis, hem hastalığın seyri hem de tedavi planlaması açısından kritik bir dönüm noktası oldu.”

Kişiye Özel Tedavi ve Umut Veren Nakil Süreci

Prof. Dr. Kaynar, tedavi sürecinin detaylarını da paylaştı: “Toplamda 4 kür süren, immünoterapi destekli kişiye özel kemoterapi protokolü uyguladık. Bu yöntemle hastalık tamamen kontrol altına alındı. Ancak kalıcı bir iyileşme için kök hücre nakli şarttı. Azamat’ın büyük kardeşleri doku uyumu göstermedi fakat 7 yaşındaki küçük kardeşi tam uyumlu çıktı. Ailenin ve çocuğun onaylarının alınmasının ardından nakil süreci başarıyla gerçekleştirildi. Bugün itibarıyla nakilden bu yana 29 ay geçti ve hastamız tamamen sağlıklı.”

Genç Hastanın Yaşadıkları: “Hayatım Eski Ritmine Döndü”

Zorlu süreci başarıyla geride bırakan Azamat Iltyzyr, yaşadıklarını şu sözlerle aktardı: “İlk belirtiler Almatı’dayken ortaya çıktı. Bir hafta boyunca 39-40 derece ateşim hiç düşmedi. Astana’ya geçtim ve orada da hastaneye yatırıldım ama sonuç değişmedi. Daha sonra Türkiye’ye geldim. Sadece birkaç gün içinde ateşim normale döndü. Burada çok nadir görülen bir lenfoma türüne sahip olduğumu öğrendim. 4 kürlük kemoterapi aldım ve ardından öz kardeşim bana donör oldu. O dönem sadece 7 yaşındaydı. Şimdi ise hiçbir şikâyetim yok. Spor yapmaya başladım, çalışıyorum. Burada bana adeta kendi çocuklarıymışım gibi yaklaşıldı. Herkese gönülden teşekkür ediyorum.”