n

n

n Camia ile AK Parti arasındaki gerginlik sürüyor. Yerel seçimlere kadar bu tansiyon düşmeden devam eder gibi geliyor bana. Önce dershaneler mevzuu üzerinden hükümete yüklenildi, hemen arkasından MGK kararları patlatıldı, bu haftanın yoğunluklu konusu ise devletin camiayı fişlediği meselesi oldu. Önümüzdeki hafta çıkacak konuyu dizi film takip eder gibi heyecanla bekliyoruz. Bakalım camia cephesinden hükümete yönelik olarak hangi argümanlar kullanılarak ,” mağdur edildik ,ezildik , AK Parti Hükümeti bugüne kadar camia insanlarını hiçbir iktidarın yapmadığı kadar zulme uğrattı “edebiyatı yapılacak.

n

n Hükümet veya hükümetler vatandaşlarını fişler mi? Önce şu soruya cevap bulalım. Fiş ya da fişleme nedir? Fiş deyince benim aklıma yıllar önce TRT‘den sıklıkla izlediğimiz rahmetli Özay Gönlüm ’ün rol aldığı KDV reklamlarında kullandığı “ bir alışveriş, bir fiş “ sloganı geliyor. Devlet niye her alışverişe bir fiş istiyor mümkün olduğunca vergi kaçağının önüne geçmek istiyor da ondan. Tabii ki bütün ülkelerin kendi usulünce vatandaşlarını bir takip ve izleme yöntemi vardır. Suç işleyenlerin kayıtlarının tutulduğu Adli Sicil Kaydı bir fişlemedir. Ulusal Yargı Ağı Projesi kısaca UYAP bir fişlemedir. Kısaca GBT dediğimiz yani Genel Bilgi Toplama dediğimiz uygulama bir fişlemedir ve 1980 yılından önce uygulanmaya başlanılmıştır. Bu uygulamaların yasal dayanakları vardır. Her şeyden evvel devletin vatandaşını belli yasalar ve ölçüler dahilinde takip etme kaydını tutma hak ve yetkisi vardır. Bu sadece bize mahsus bir uygulama değil tüm dünya ülkelerinin yaptığı bir uygulamadır. Hatta bazı ülkeler bilhassa da ABD, kendi vatandaşını takip ettiği gibi tüm dünya ülkelerini de gayri resmi biçimde dinlemekte, bilgi toplamaktadır. Almanya Şansölyesi Angela Merkel‘i bile ABD istihbaratının dinlediği artık biliniyor. Hatta Avrupa ülkelerinde yaşayan insanların ABD’nin kendilerini dinlemesinden rahatsız olmadığına dair yapılan anket sonuçları var.

n

n Camia ise maksatlı biçimde sadece kendilerinin takip edildiğini iddia ediyor. Bu kendilerinin sadece hüsn-ü kuruntusundan ibaret bir iddiadır. Yurtdışına çıkacaksınız, havaalanına gidiyorsunuz, kırk kapıdan geçiyorsunuz , kırk kayıt alınıyor, niye yapılıyor bütün bunlar ? Devlet vatandaşını güvenlik ,istihbarat vb. sebeplerle takip ediyor da ondan. Bu da bir fişleme yöntemidir. Devlet vatandaşını sadece açık aramak için takip etmez. Devlet olmanın gereğidir bu aynı zamanda. Açık aramak ve zamanı geldiğinde aleyhinde kullanmak bir devlet ve hükümet üslubu değildir. Bu illegal ve art niyetli şebekelerin işidir. Önemli olan devletin vatandaşını takip etmesi değildir. Takip ederken yasal dayanaklarının olması ve elde ettiği bilgi ve belgeleri nerede, nasıl, kime karşı kullandığıdır. Ama görüyoruz ki devlet vatandaşını takip ederken birileri de devleti takip ediyor. Hem de en gizli sırlarını yasaya ve hukuka aykırı bir biçimde yayınlıyor, ifşa ediyor. Sonra da kendilerinin mazlum olduğunu eziyet gördüklerini anlatıyor. Vatandaşın da buna inanmasını bekliyor. İktidarcılık oynamaya bu kadar heves eden, kendine parti kursun. Devlet bu ülkenin eğitim ,güvenlik,sağlık politikasına müdahale eder, istihbaratını toplar ,gerektiğinde düzenlemesini yapar. Hukuk devletinin Anayasa ile şartları belirlenmiş kuralları çerçevesinde devlet hak ve yetkilerini kullanır. Peki başkaları bu kadar pervasızca devlet aygıtının tüm imkanlarını ve yetkilerini kullanabilmeyi istemek hakkını kendinde nasıl görebiliyor !!!

n

n

n