' Hayatta Kalmak İstemiyoruz.

Yaşamak İstiyoruz ! '

Latin Amerika'dan bir duvar yazısı bu. Samsun'da çevre mücadelesinin öncülerinden sevgili dostum Metin Telatar'ın mobil santrale karşı Samsun halkının verdiği mücadeleyi anlattığı ' Alacakaranlıkta Mobil Santralle" isimli kitabından alıntı yaptım.

Samsunlular ilk defa 2001 yılında tanıştı enerji santrali gerçeğiyle. O günden sonra da doğalgaz çevrim santralleri, hidroelektrik santralleri, nükleer santraller gündemimizden düşmedi.. Şimdi de sırada "Biokütle Enerji Santrali' var. Kurulma aşamasında olan bu enerji santrali de ne yazık ki, aynı bölgeye kuruluyor.

Samsunda enerji üretmek amacı ile kurulan veya kurulmaya çalışılan enerji santralleri neden hep aynı bölgeyi yani Çarşamba Ovası'nı seçiyor merak ediyorum. Samsun'da yatırım ihtiyacı olan pek çok bölge var iken neden hep Çarşamba Ovası ?

Samsun'un doğusundaki tarım arazilerinin geleceği enerji santrallerinden çok önce Karadeniz Bakır İşletmeleri ve Azot Sanayi olarak bilinen Samsun Gübre Sanayi A.Ş. (TÜGSAŞ) kurulması ile belirsizleşmiş ve gün geçtikçe de Tekkeköy ve Çarşamba, hatta Terme Ovasına kadar sanayinin tehdidi altına girdi.

O bölgede tütün tarımı ile uğraşan üreticilere, onların "gaz yanığı" adını verdikleri hastalık için her yıl tazminat ödemek zorunda kaldı o fabrikalar. Çünkü bacalarından çıkan zehirli gazlar o bölgedeki tarım ürünlerine zarar veriyordu. Bilirkişi raporları ile tespit ediliyordu zarar miktarı. Diğer canlılara verdiği zararları ise hiç bilemedik. Bu anlattıklarımın evveliyatı 1970 li yıllara kadar gider.

2000'li yıllara gelindiğinde Tekkeköy'de kurulan Mobil Santral'in 6 nolu fuel-oil ile çalışmaya başladığını gördük. Gündüz, bacadan çıkan dumanın beyaz çıkması için kireç katarlar, gece kireç katılmaz duman siyah çıkardı ki dikkat çekmesin diye.

Toplumun tepkisi sonucu tesise mühür vuruldu. Samsun'a doğal gaz gelince işletme doğalgaza çevrildi ve faaliyetine devam etti. O bölgede bu şekilde çalışan birkaç tane daha çevrim santrali kurulduğunu biliyoruz. En son birkaç yıl önce Terme Akçay'da karayolunun kenarında yabancı bir firma tarafından termik santral kuruldu. Bugün de Çarşamba'nın Eğercili Mahallesi'nde Biokütle ürünlerinin (ağaç kökleri, kesim ve budama atıkları, fındık kabuğu, fındık cürufu, pirinç çeltik kavuzu, çeltik-mısır sapı vb) yakılması ile elektrik üretecek bir termik santral kuruluyor.

Enerji üretimine karşı mıyım? Hayır! Asla karşı değilim. Ama benim sorum başka: Samsun vilayetinde Çarşamba Ovasından başka yer yok mu o tesislerin kurulacağı ? Neden bütün enerji santralleri o bölgeye konuşlanıyor.

Diyeceksiniz ki doğalgaz Çarşambadan karaya çıkıyor. Onun için bu bölgeye kuruluyor.

Peki Biokütle Enerji Santralinin doğalgaz yakmayacağını biliyoruz, ama bu tesis de Çarşamba Ovası'nda tarım arazilerinin ortasına kuruluyor ?

Daha açık konuşayım, Çarşamba Ovası'nda tarımdan vazgeçilip sanayi bölgesi ilan edildi de bizim mi haberimiz olmadı?