Türkiye'de giderek hem iç ve hem de dış politika suları ısınacağa benziyor.

İç politikada bilimsel altın vuruşu yapanlar kazanacaklardır. Şimdiye kadar bu altın vuruş avantajı AK PARTİ'DE idi. Bundan sonra bunu sürdürüp ya da sürdüremeyeceğini bilmiyoruz. Zira bundan sonraki vuruş gücü, geliştireceği yeni stratejilerle ortaya çıkacaktır.

AK PARTİ şu anda oy verseniz de vermeseniz de rakipsiz Türkiye'nin yegane partisidir.

Bunun nedeni de şudur: AK PARTİ tüm Türkiye coğrafyasında yaşayan her insandan oy almaktadır. Her inanç mensubu inancını dile getirebilme ve hatta yaşayabilme özgürlüğüne sahiptir. Ayrıca her etnik yapılardan da oy alabilmektedir.

Aynı durumu, ideolojik ve etnisite cenderelerine kendilerini hapsetmiş diğer partilerde göremiyoruz.

Öncelikle şunu bilmek zorundayız ki, Türkiye'de iktidar olmak isteyen her parti Türkiye'nin partisi olmak zorundadır. Yani tüm coğrafyaya ve üzerinde yaşayan her insana ulaşmak zorundadır.

Siyasi partiler vatandaşların ihtiyaçlarını karşılamak ve sorunlarını çözmek için vardırlar. Siyasi partilerin müşterileri ise ülkede yaşayan her insandır.

Her siyasi partinin finansal, sistem geliştirme, hizmet üretme ve eğitim sorunları vardır. Bunların her birini doğru yerde ve zamanda çözemezse, gelecekte büyük olumsuzluklarla karşılaşır. Bunu önlemek için siyasi partilerin hizmet üretimi ile seçmenlerinin ihtiyaçlarını nasıl karşılayacaklarının farkında olmaları ve mevcut durumu, gelecekteki hedeflere uygun olarak değiştirmeleri gerekir.

Bu nedenledir ki, siyasi partilerin gerek maddi ve gerekse insan kaynakları yatırımlarını dikkatli ve bilinçli yapmaları son derece önemlidir. Bunu ihmal eden bir partinin gelecekten söz etmesi mümkün değildir.

Ülke genelindeki seçmenlerin değişik talepleri bazı dengelerin değişmesine neden olur. Dengelerin değişmesi farklı fonksiyonların gelişiminde de etkili olur.

Örneğin; 1980'lerin seçmeni için telefon bir talepti ve de bir anlamı vardı. Ancak 2019 seçmeni için bu bir talep olmayacaktır. Olsa olsa farklı işlevleri olan telefon aparatları olur. Ama bilinen bir gerçek vardır ki, o da bu yılların seçmenlerinin farklı taleplerinin olacağıdır.

Gelecekte meydana gelmesi muhtemel ihtiyaçları önceden görüp karşılayabilmek için siyasi partiler strateji geliştirmeye gerekli önemi vermek zorundadırlar.

İşletme dilinde SWOT analizi, bir işletmenin güçlü ve zayıf yönlerini ve kendileriyle ilgili fırsat ve tehditleri belirleyerek stratejik konumunu değerlendirmesine yarayan yapısal bir yaklaşımdır. Her bir partili bu analiz yöntemiyle kendisini pekala tartabilir. Öyle ise buyurun geleceğe… Selam ve sevgi ile…